SAĞLIK

Prof. Dr. Güz: Estetik Kaygısı Aynı Standart Halde Olma İsteğiyle Giderek Artıyor

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Güz, “Estetik kaygısı dediğimiz şey, hep aynı tip olma, aynı standart halde olma isteğiyle giderek artıyor” dedi.

Abone Ol

OMÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Güz, “Estetik şimdiden değil, yüzyıllardır zaten süregelen ve kadınlarda özellikle ön planda olan ama zamanla değişen de bir kavram. Bir zamanlar şişman kadın, zenginlik ve güzellik iken, şimdi ne kadar zayıfsa o kadar zengin ve o kadar güzel gibi imaj ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak da bu estetik kaygısı dediğimiz şey hep aynı tip olma, aynı standart halde olma isteğiyle giderek artıyor” diye konuştu. Gençlerin bir plastik cerraha ve dermatoloğa ellerinde fotoğrafla gittiğini belirten Prof. Dr. Güz, “Beni ‘Bunun gibi yapın’ diyor. Aslında orada istediği, onun gibi olmak değil, o ünlü kişinin sağladığı şeyleri sağlamak istiyor. O da meşhur olmak istiyor. Ama bu sefer ne oluyor? Burnunu küçültüyor. Burnu küçültünce dudak büyüyor. Dudağı küçültüyor veya büyütüyor. O zaman yanaklar derken, bu bir bağımlılık haline gelebiliyor. Bunun altındaki neden de aslında bir öz güven eksikliği oluyor. Yani herhangi bir şeyi üretemeyen kişilerde güzellikle bazı şeylerin elde edilebileceğini düşünüyor” ifadelerini kullandı. İşe alımda ilk olarak güzelliğin ön plana geldiğini belirten Prof. Dr. Güz, “Ama bu 16 saniye sonra standartlaşıyor. Yani aklında ne varsa, bilgin, kültürün neyse onunla devam ediyor” dedi. “İnsanın düzenli olması ve kendine bakması güzel bir şey ama belli bir yaşa gelip, estetik ameliyatlara girip sonra da beğenmemesi sakıncalı bir durum” diyen Prof. Dr. Güz, “Bir de dismorfik bozukluğu dediğimiz bir hastalık var. Kişi kendinde bir kusuru, ya olmayan bir kusur varmış gibi görüyor ya da küçük bir kusuru fazla abartıyor. Ben şunu da demek istemiyorum. Mesela çok kemerli bir burnu vardır. Çocukken akran zorbalığına uğramıştır. Buna bağlı psikolojisi bozulmuştur. Tabii ki yapılabilir. Söylemek istediğim, keşke bu ameliyatlardan önce kişinin psikolojik yapısı gerçekten bunu istiyor mu? Kaldırabilecek mi? O estetik kaygısının kökeninde ne var? O araştırılsa ve yapılsa daha uygun olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.