Kornea, göz sağlığında kritik bir rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Yıldırım, “Kornea, gözün en dış kısmında yer alan şeffaf ve ince bir tabakadır. Gözün sağlıklı bir şekilde görmesini sağlayan bu doku, çevresel faktörlere karşı son derece hassastır. Enfeksiyonlar, yaralanmalar, alerjik reaksiyonlar ve dış etkenler nedeniyle zamanla zarar görebilir. Bu hasarlar, görme kayıplarına yol açabilir ve daha ileri evrelerde kornea nakli gibi tedavi gereksinimlerine sebep olabilir” dedi.
Prof. Dr. Yıldırım, kornea hastalıklarının erken tanı ve tedavi ile yönetilebileceğini belirterek, özellikle keratokonus gibi genç yaşlarda başlayan hastalıkların doğru müdahalelerle ilerlemesinin durdurulabileceğini ifade etti. Ayrıca, günümüzde kullanılan gelişmiş cerrahi teknikler ve kök hücre tedavilerinin, görme kaybı yaşayan hastalar için umut vadettiğini sözlerine ekledi.
‘Keratokonusa Dikkat Edilmeli’
Keratokonus, özellikle genç yaşlarda ortaya çıkan ciddi bir göz hastalığıdır. Prof. Dr. Yusuf Yıldırım, bu hastalığın genellikle çocukluk ya da genç erişkinlik döneminde başladığını ve ilerledikçe düzensiz astigmatizmaya yol açarak kalıcı görme kaybına sebep olabileceğini belirtti. Yıldırım, “Keratokonus hastalığı, erken tanı ile tedavi edilebilir ve hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. Özellikle ‘vitaminli ışık tedavisi’ gibi yenilikçi yöntemlerle, bu hastalığın ilerlemesini engelleyebiliriz” dedi.
Kornea Naklinde Yeni Yöntemler
Kornea nakli, genellikle ileri evre kornea hastalıklarında başvurulan bir tedavi yöntemidir. Ancak, günümüzde kullanılan modern teknikler sayesinde bu tedavi daha başarılı hale gelmiştir. Prof. Dr. Yıldırım, kornea nakli ve cerrahisinde kullanılan yeni yöntemler hakkında şu bilgileri verdi: “Bugün, dikişsiz ameliyat teknikleri ile astigmatizmanın artışını önlemek mümkün. Ayrıca, görme seviyelerini yüksek oranda iyileştirerek hastaların yüzde yüz görme seviyelerine ulaşmasını sağlayabiliyoruz. Kornea hastalıklarının tedavisinde kök hücre tedavisi de büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Özellikle kimyasal yanıklarda veya kornea doku kayıplarında, hastaların sağlıklı gözlerinden ya da birinci derece yakınlarından alınan doku ile başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz.”
Erken Tanı ve Düzenli Takip Önemli
Kornea hastalıklarının tedavisinde erken tanı ve düzenli takip büyük bir önem taşır. Prof. Dr. Yusuf Yıldırım, kornea hastalıklarının tedavisinde erken tanının, ilerleyen evrelerde daha karmaşık ve pahalı tedavi yöntemlerinden kaçınılmasını sağladığını ifade etti. “Enfeksiyonlar ve keratokonus gibi hastalıklar, erken teşhis edilirse çok daha kolay kontrol altına alınabilir. Düzenli göz kontrolleri, hastaların görme sağlığını korumada en önemli adımdır. Bu nedenle göz sağlığını ihmal etmemek gerekir” dedi.
Kornea Bağışı ve Göz Bankalarının Rolü
Kornea nakli, görme kaybı yaşayan birçok hastanın tedavisinde önemli bir çözüm sunmaktadır. Ancak başarılı bir kornea nakli yapılabilmesi için organ ve doku bağışlarının artırılması gerekmektedir. Prof. Dr. Yıldırım, kornea bağışlarının hayati öneme sahip olduğunu ve bağış oranlarının arttırılmasının daha fazla insanın görme yetisini kazanmasını sağlayacağını vurguladı. “Ülkemizde göz bankaları sistemi sayesinde hastaların ihtiyaç duyduğu kornea dokularına düzenli ve hızlı bir şekilde erişim sağlanabiliyor. Kornea nakli, özellikle görme kaybının yüzde 20’lerin altında olduğu durumlarda etkili bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Organ bağışı sadece bir iyilik değil, binlerce kişi için umut ışığıdır” dedi.
Kornea hastalıklarının tedavisinde erken tanı, yenilikçi tedavi yöntemleri ve organ bağışının önemi göz önüne alındığında, göz sağlığına daha fazla dikkat edilmesi gerektiği açıktır. Prof. Dr. Yusuf Yıldırım’ın verdiği bilgiler, kornea sağlığının korunmasında ve tedavisinde önemli bir rehberdir.