SAĞLIK

Sudanlı Çiftin 16 Yıllık Çocuk Hasreti, Türkiye'de Son Buldu

Sudan’da yaşayan ve 16 yıl önce evlenen Sara (37)-Fethi (50) çifti, doğal yollarla çocuk sahibi olamayınca yaptıkları araştırmalar sonucu Türkiye’ye gelerek, tüp bebek tedavisini denedi.

Abone Ol

Bahçeci Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Sabri Cavkaytar ile tanışan çift, detaylı değerlendirmeye alındı. Uygulanan kişiye özel tedaviyle geçtiğimiz günlerde "Farah" adını verdikleri kızlarına kavuşan anne Sara, "Kızımı kucağıma alana kadar anne olacağıma inanamadım. Farah, uzun yıllar beklenen mutluluk demek; kızım tam olarak adının anlamını yaşıyor. Kızımla birlikte geçireceğimiz ilk anneler günüm olacak; yıllardır hayalini kurduğum ve özlemle beklediğim bir andı” dedi.

Sara-Fethi çifti, tedavileri için de ilk olarak Türkiye'yi tercih etti. İstanbul'a gelen çiftin ilk denemeleri olumsuz sonuçlandı, ikinci denemelerinde ise hamilelik müjdesi alan çiftin mutlulukları yarıda kaldı ve gebelik ilk aylarda kayıpla sonlandı. Yaşanan kaybın ardından zor günler geçiren çift, bir süre tedaviye ara verdi.  Ailelerinin de desteğiyle bir kez daha tedavi olma kararı alan çift yine Türkiye ve Türk hekimlerinden vazgeçmedi. Tavsiyeler üzerine Prof. Dr. Sabri Cavkaytar'a gelen Sudanlı çift, kişiye özel uygulanan tüp bebek tedavisiyle pozitif sonuca ulaştı. Mutlu bir şekilde ülkesine dönen çift, bebeklerine geçtiğimiz günlerde kavuştu. Kızı Farah'ı kucağına alan anne Sara şunları kaydetti:

"Ümitsizliğe kapıldığımız günler oldu ama ailemizin de desteği ile bir gün anne-baba olacağız diye inancımızı kaybetmedik. Son tedavimiz için Türkiye'ye gelip doktorumuzla tanıştığımızda aldığımız pozitif enerjiyle tedavimizin olumlu sonuçlanacağına inanmıştım. Kendisinden aldığım güvenle endişemin yerini umut aldı. Tedavim boyunca çok yakından takip edildim, hamile olduğumu öğrendiğimde uzun süre inanamadım. Ultrasonda kalp atışlarını duyuyorduk ama 16 yıl bekledikten sonra bu duygunun gerçek olduğuna inanamıyordum. Hayallerimize kavuşmamızı sağlayan Türk hekimlerine minnettarız. Farah'ın gelişi ailede festival gibi karşılandı. Kızımla geçireceğim ilk anneler günüm olacak; yıllardır bu anın hayalini kuruyordum, heyecanımı tarif edecek kelime yok. Çocuk sahibi olmak isteyen tüm yakınlarımıza Türkiye'ye gelmelerini ve Türk hekimlerine güvenmelerini tavsiye ediyoruz.”

PROF. DR. CAVKAYTAR: BAŞARININ SIRRI KİŞİYE ÖZEL UYGULANAN TEDAVİ YAKLAŞIMI

Yürüttüğü tedavinin başarısı sayesinde Sara-Fethi çiftinin 16 yıllık özlemini dindiren Prof. Dr. Sabri Cavkaytar, "Çiftimiz bize başvurduğunda 16 yıllık bebek özlemi ve başarısız sonuçlanan 2 tüp bebek denemesi vardı. Düşük yumurtalık rezervi ve erkek kaynaklı probleme karşılık kişiye özel tüp bebek tedavisi uyguladık. Sınırlı sayıda yumurta ve sperm olmasına rağmen blast olarak adlandırdığımız 5. gün embriyosunu transfer ettik ve bizdeki ilk denemede gebelik elde ettik. Tüm kontrolleri yaptıktan sonra çiftimizi ülkesine uğurladık. Sağlıklı bir gebelik sürecinin ardından çiftimiz 16 yıl bekledikleri mucizelerine kavuştular ve Farah'ı kucağına aldılar" diye konuştu.

“TÜRKİYE, TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN İLK TERCİH EDİLEN ÜLKELERDEN BİRİ”

Ülkemize farklı pek çok ülkeden tüp bebek tedavisi için hasta gelmektedir. Avrupa ülkelerinin yanı sıra Arap ve Afrika ülkelerinde yaşayıp çocuk sahibi olmak için ülkemizi tercih eden çiftlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur” diyen Prof. Dr. Cavkaytar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye hem laboratuvar hem uygulanan testler hem de hekim tecrübesi anlamında çok sayıda ülke ile yarışır durumdadır. Özellikle embriyoloji laboratuvarımızda dünyadaki son teknolojik gelişmeleri takip ediyor olmamız, başarı oranlarımızın yüksek olması ve bunlara ek olarak kişiye özel tedavi yaklaşımının benimsenmesi dünyanın dört bir yanından ülkemize hasta gelmesini ve tüp bebek tedavisi için ilk tercihin Türkiye'den yana olmasını sağlıyor. Yaşadıkları ülkedeki doktorlara soru bile sormanın mümkün olmadığından yakınan hastalar Türkiye'ye geldiklerinden kendilerini evlerinde gibi hissettiklerini; Türk doktorların problem çözmeye odaklı olup, güven verdiğini dile getiriyorlar.”