'Reflü Hastalığı Ameliyatsız Tedavi Edilebilir'

Reflü hastalığı, mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu ortaya çıkarak, hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Prof. Dr. Boğa, reflünün temel belirtileri arasında göğüs bölgesinde ağrı, yanma, ağıza acı su gelmesi olduğunu belirtirken, öksürük, ses kısıklığı, diş çürükleri, boğaz ağrısı, kulak ağrısı ve hatta zatürre gibi sağlık sorunlarına da yol açabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Boğa, reflünün mide ile yemek borusu arasındaki kaslardan oluşan ve normalde reflü önleyici bir bariyer işlevi gören alt özofagus sfinkterinin gevşek veya sürekli açık olmasından kaynaklandığını belirtti. Modern tedavi yöntemleri sayesinde reflü hastalığının etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu söyleyen Boğa, ileri endoskopinin, geleneksel açık cerrahiye göre daha az ağrıya neden olduğunu ve iyileşme süresinin daha hızlı olduğunu vurguladı. Endoskopik tedavi, bir kamera ve ışık sistemi içeren ince bir tüp aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu yöntemle, sindirim sistemi boyunca ilerleyen endoskop sayesinde doğrudan görüntü elde edilir ve çeşitli aletler kullanılarak tedavi işlemleri yapılır. Endoskopi öncesinde hastaların belirli bir süre aç kalması gerektiğini belirten Prof. Dr. Boğa, işlem sırasında genellikle anestezi veya sedasyon uygulandığını ve işlem sonrasında hastaların kısa bir süre dinlenmelerinin önerildiğini ekledi. Prof. Dr. Boğa, endoskopik tedavilerin çeşitli alt yöntemlere ayrıldığını belirtti. Örneğin, Anti-Reflü Mukozektomi (ARM) tedavisinde mide kapağının daha sıkı hale getirildiğini ve EsophyX yöntemiyle mide kapağının orijinaline uygun şekilde onarılarak alt özofageal sfinkterin sıkılaştırıldığını söyledi. Bu yöntemler sayesinde mide içeriğinin yemek borusuna kaçması engellenir. Prof. Dr. Boğa, ileri endoskopi alanındaki uzmanlığıyla hastalarına etkili ve güvenilir tedavi süreçleri sunduklarını sözlerine ekledi.