GE-GE-GELİN KE-KE-KEKEMELİĞİ BİRLİKTE ÖÖÖÖĞRENELİM!
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE KEKEMELİĞİN ORTAYA ÇIKMA SIKLIĞININ %5, YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE İSE KEKEMELİĞİN YAYGINLIĞININ %1 OLDUĞUNU, ERKEK ÇOCUKLARINDA KIZ ÇOCUKLARINA ORANLA 4 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLDÜĞÜNÜ BİLİYOR MUYDUNUZ?
15 GÜNDE KEKEMELİĞE SON DİYE BİR ŞEY YOKTUR!
Konuşma akıcılığının; ses, hece veya tek heceli sözcük tekrarı (ki-ki-kitap, ben...ben..ben), seslerin uzatılması (ssssssu) ve hava akışında veya seslemede bloklarla (k..k..köprü), olağandışı yüksek sıklıkla ve/veya uzun süreli kesintilere uğramasına kekemelik denir. Kekemeliği olan bireyler bu 3 semptomun 3’ünü yaşayabileceği gibi 1 ya da 2 tanesini de yaşayabilir.
Belirtilen konuşma özelliklerine ek olarak yüz buruşturma, göz kırpma, kol sallana gibi ikincil davranışlar kekemeliğe sıklıkla eşlik etmektedir. Ayrıca, kekemeliği olan bireyler, kekemeliğe yönelik olumsuz tutum ve duyguları nedeniyle bazı ses ve sözcüklere yönelik sözcük değiştirme, erteleme gibi sözcük kaçınmaları ya da belirli konuşma ortamlarından uzak durarak durumsal kaçınma davranışları göstermektedirler
Kekemeliğin tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte çok bileşenli bir etiyolojisi olduğu bilinmektedir. Yaygın olarak kabul gören kekemelik her bireyde, farklı etmenlerin farklı kombinasyonlarının, farklı düzeylerde mevcut olması nedeniyle birbirinden farklı tablolar ortaya çıkarmaktadır.
Toplumda kabul görmüş bir düşünce olan kekemeliğin bir travma ya da korku sonucu ortaya çıktığı bilimsel olarak kabul edilmez. Aynı zamanda çocukların çevrelerinde kekeleyen bir bireyi taklit ederek kekeme olmadıkları da bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Peki ebeveynler ne yapmalı?
Kekemelik ortaya çıktığı ilk andan itibaren bir DKT ile görüşmeye başlamak hem kekemeliğin seyrinin kontrolü için hem de kekemelik devam ediyorsa bile bireyin yaşadığı bu durumdan sosyal ve psikolojik olarak olabildiğince az etkilenmesi için son derece önemlidir.
KEKEMELİĞİ OLAN BİREYLERLE KONUŞURKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Ilk olarak söyleyeceği şeyi tamamlamasını beklemeli ve konuşma süresince göz temasını bozmamalıyız.
Nasıl söylediklerine değil ne söylemek istediklerine odaklanmalıyız.
Sakin ol, derin bir nefes al şimdi söylemeye başla gibi ifadelerden kaçınmalıyız.
DKT. SUEDA ŞERBETCİ