Ayrıca, erkeklerin bu hastalıkla karşılaşma oranının kadınlardan daha yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Gücük, taş hastalığının her yaşta görülebileceğini, ancak özellikle 20 ile 50 yaşları arasında daha yaygın olduğunu ifade etti.
Dr. Gücük, taş hastalığının tekrarlama riskinin de oldukça yüksek olduğunu belirterek, bir kez taş düşüren bir kişinin tekrar taş oluşturma olasılığının bir yıl içinde %10, beş yıl içinde %35 ve on yıl içinde ise %50'ye kadar çıktığını aktardı. Ailesinde böbrek taşı hikayesi olan kişilerin genetik yatkınlık nedeniyle daha yüksek risk taşıdığını vurgulayan Dr. Gücük, coğrafi faktörlerin de önemli bir rol oynadığını ifade etti. Örneğin, dağlık ve tropikal bölgelerde yaşayanların daha fazla taş hastalığına yakalandığını belirtti. Günlük su tüketiminin artırılmasının, bu hastalığın önlenmesinde önemli bir etken olduğuna dikkat çekti.
Böbrek Taşı Ağrıları ve Tedavi Yöntemleri
Böbrek taşı hastalarının karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin şiddetli ağrı olduğunu belirten Dr. Gücük, bu ağrıların doğum sancısına benzer şekilde ani başladığını ve genellikle karın, sırt veya kasık bölgesinde hissedildiğini söyledi. Ayrıca, ağrının sıklıkla bulantı, kusma, terleme ve titreme gibi semptomlarla eşlik ettiğini ifade etti. Taşın idrar yolunda hareket etmesiyle ağrıların şiddetinin arttığını belirten Dr. Gücük, taş mesaneye yaklaştıkça idrarda yanma ve sürekli idrar yapma ihtiyacı gibi ek şikayetlerin de yaşanabileceğini aktardı.
Lazerle Taş Kırma Yönteminin Avantajları
Böbrek taşları için tedavi yöntemlerinden biri olan taş kırma (ESWL) yönteminin genellikle 2 santimetreye kadar olan taşlar için uygun olduğunu belirten Dr. Gücük, bu yöntemin taşları küçük parçalara ayırarak vücuttan dışarı atılmasını sağladığını söyledi. Ancak daha büyük taşlar için daha etkili bir yöntem olarak lazerle taş kırma (Fleksible URS) yöntemine başvurulduğunu belirtti. Lazerle taş kırma yöntemi, doğal idrar yolundan girilerek böbrek içindeki taşların lazerle kırılmasını sağlar ve başarı oranı %95'lere kadar ulaşır. Tek seansta taşsız kalma oranının %85-90 arasında olduğunu söyleyen Dr. Gücük, bu yöntemin yüksek başarı oranı ve kısa iyileşme süresiyle öne çıktığını ifade etti.
Perkütan Taş Cerrahisi ve Gelişen Yöntemler
Dr. Gücük, perkütan taş cerrahisi hakkında da bilgiler vererek, günümüzde böbrek taşlarının büyük bir kısmının açık ameliyat yerine kapalı yöntemlerle tedavi edilebildiğini belirtti. Bu yöntemle, taşın büyüklüğü ve yerleşim yerine göre, hastanın vücudunda sadece bir delikten girilerek böbrek içindeki taşlar alınabiliyor. Bu şekilde yapılan tedavi, açık cerrahiye göre daha az invaziv olduğu için hastaların iyileşme süresi daha kısa oluyor. Ayrıca, bu yöntemle tedavi edilen taşların çoğu, taş kırma yöntemiyle tedavi edilemiyor ya da kırıldıktan sonra bile vücuttan dışarı atılamıyor.
Son olarak, Dr. Gücük, lazerle taş kırma yönteminin özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar için avantajlı olduğunu belirterek, bu hastaların ilaçlarını kesmeden tedavi olabileceklerini ifade etti.