Çilelidir, Erbaa.
Trafik yoğun, her geçen gün araç sayısı artıyor.
Toplu taşıma desen; kullanmayan bir, kullanan bin pişman.
Evler pahalı, almaya güç yetmiyor.
Kiralar yüksek, herkes arayışta.
Nüfus kalabalık, her geçen gün daha da artıyor.
Deprem riski yüksek, vatandaş tedirgin.
Özetle, yaşanan problemler açısından küçük İstanbul’dur Erbaa.
Erbaa’nın yaşadığı bu sorunların önemli bir kısmı yerleşim ile alakalı.
Yeni konutlar hep merkeze yakın mahallelerde inşa ediliyor.
Bu durum, şehir içi yoğunluğu ve kira fiyatlarını artırmasının yanında, otopark ve trafik sorunlarını da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
Yeni konut alanları açılmalı mı sorusu artık tartışılmalı.
Yeni konut alanları açılması Erbaa’da konut maliyetlerini düşürebilir ve kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesini sağlayabilir.
Daha güvenilir zeminlere, yeni ve depreme dayanıklı evler yapılması yine yukarıdaki problemlerin çözümüne katkıda bulunulabilir.
Hatta yeni yerleşim alanları, şehir merkezi dağıldıkça trafik ve otopark problemini de azaltabilir.
Özellikle düşük ve orta bütçeli vatandaşlara yönelik yeni konut yapımını teşvik edici planlamalar yapıldığı takdirde, bu planların Erbaa’ya ekonomik ve sosyal katkısı çok daha yüksek olacaktır.
Hep dediğimiz gibi, Lider Erbaa ülküsü, büyüyen Erbaa’nın kontrolsüz büyümesini değil, planlı büyümesini gerektirir.
Yeni yerleşim alanları açılması örneğinden yola çıkarak çözüm üretmeye çalıştık.
Ama bizler şehir plancısı ya da karar verici değiliz.
Karar vericilerin problemlerin ortaya çıkmasının ya da en azından büyümesinin önüne geçmek için akılcı ve kamu menfaatini önceleyen bir yapılaşma stratejisini mutlaka geliştirmesi gerekiyor.
Unutmayalım ki bugünkü problemlerimiz, dün yaptığımız yanlışlar nedeniyle yaşanıyor, fakat yarını şekillendirmek elimizde.