Akkuş, bu teknolojinin yalnızca hasta ve hekimler için değil, ülke sağlık ekonomisi açısından da ciddi faydalar sağlayacağını vurguladı. Ayrıca, bu teknolojinin özellikle insülin kullanan Tip-2 diyabet hastaları için de uygulanması gerektiğini ifade etti.
Diyabetin, Türkiye'de her geçen gün daha fazla insanı etkileyen ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açan bir hastalık haline geldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Akkuş, "Türkiye’de toplumun yaklaşık yüzde 15'i diyabet hastası. Bu hastalık, komplikasyonlarıyla birlikte giderek büyüyen bir sağlık sorunu oluşturuyor. Bu hastalığın tedavisinin temelinde ise kan şekeri kontrolü yatıyor. Ancak, bu kontrolü sağlamak için kullanılan sürekli glikoz izleme (CGM) cihazlarına erişim, bir dönem çok sınırlıydı. Şimdi ise 18 yaş altı Tip-1 diyabet hastaları için bu cihazlar SGK tarafından geri ödeme kapsamına alındı. Bu, büyük bir gelişme" dedi.
Sürekli Glikoz İzleme Cihazlarının Avantajları
Doç. Dr. Akkuş, sensörlü glikoz izleme cihazlarının sağladığı avantajları şu şekilde açıkladı: "Bu cihazlar, hastaların kan şekeri seviyelerini parmak uçlarına iğne batırarak ölçme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Özellikle çocuklar için büyük zorluk ve acı kaynağı olan bu uygulama, artık tarihe karıştı. Ancak, bu cihazların yalnızca Tip-1 diyabet hastaları için değil, aynı zamanda günde birkaç kez insülin tedavisi uygulayan Tip-2 diyabet hastaları için de büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Türkiye'de diyabetin büyük çoğunluğunu Tip-2 hastalar oluşturuyor. Bu hastalar için CGM cihazlarının kullanımı, hastalığın takibini önemli ölçüde kolaylaştıracaktır."
Sağlık Ekonomisine Katkı Sağlar
Diyabetin sağlık harcamalarına etkisini değerlendiren Doç. Dr. Akkuş, "Diyabet hastalığı, tedavi edilmediğinde körlük, böbrek yetmezliği, kalp krizi ve uzuv kaybı gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu komplikasyonlar nedeniyle hastaneye yatışlar artmakta ve bunun da sağlık sistemi üzerinde ciddi mali yükü olmaktadır. Sürekli glikoz izleme cihazlarının yaygınlaştırılmasıyla, bu tür komplikasyonların oluşması engellenebilir. Erken ve etkin kan şekeri kontrolü sağlandığında, bu hastalıkların önüne geçilebilir ve bu da sağlık ekonomisine büyük katkı sağlar" dedi.
Şeker Hastaları İçin Sensörlü Cihazlar Daha Erişilebilir Olmalı
Diyabet hastalarından bazıları, sensörlü şeker ölçüm cihazlarının kullanımıyla ilgili deneyimlerini paylaştı. 54 yaşındaki emekli Gani Şentürk, 2012'de böbrek nakli geçirdiğini ve kortizon tedavisi nedeniyle diyabet hastası olduğunu belirtti. Diyabet nedeniyle ayağında yaralar oluşan Şentürk, "Sensörlü cihazların SGK tarafından tüm hastalar için karşılanabilir olması, bizim için büyük kolaylık sağlayacaktır" dedi.
Ev hanımı 61 yaşındaki Hafize Kara ise, 19 yıldır şeker hastası olduğunu ve sensörlü cihaz kullanmaya başladığını söyledi. Kara, "Parmaklardan yapılan geleneksel ölçümler zamanla ağrı veriyor ve ciltte incelmeler oluyor. Sensörlü cihaz, şekerinizin düştüğünde veya yükseldiğinde uyarı veriyor. Bu teknoloji tüm hastalar için erişilebilir olursa çok faydalı olur" şeklinde konuştu.
Hastalar İçin Ulaşılabilir Olmalı
25 yıldır Tip-1 diyabet hastası olan makine mühendisi Hakan Demir de, sensörlü cihazların hayatını ne kadar kolaylaştırdığını dile getirdi. Demir, "Her gün parmaklarınızı 6 kez delmek çok acı verici. Sensörlü cihazla şeker değerini acı hissetmeden kolayca öğrenebiliyorsunuz. Ancak bu cihazlar çok pahalı ve tedarik edilmesi oldukça zor. Kamu çalışanı olmama rağmen bu cihazları almakta güçlük çekiyorum. Sosyal güvenlik primlerimizi ödüyoruz ve bu cihazların da bizim için karşılanmasını istiyoruz. Yaş ve hastalık sınırı gözetmeksizin, sensörlü cihazların tüm diyabet hastalarına sağlanması gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Akkuş, sensörlü şeker ölçüm cihazlarının yalnızca bireysel sağlık açısından değil, Türkiye'nin sağlık ekonomisi açısından da büyük kazanımlar sağlayacağına dikkat çekerek, "Bu teknoloji, diyabetin yol açtığı komplikasyonları önleyerek hem hastaların yaşam kalitesini artıracak hem de sağlık sistemine olan mali yükü azaltacaktır. Önümüzdeki süreçte, bu teknolojinin daha fazla hasta için erişilebilir hale getirilmesi büyük bir adım olacaktır" dedi.