SİYASET

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eski Türkiye İttifakı, Milletten 2'nci Kez Kırmızı Kart Yemiştir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Eski Türkiye ittifakı sandıkta milletten 2’nci kez kırmızı kart yemiştir. Türkiye’nin 16 Nisan 2017 referandumuyla birlikte zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini bir kez daha elinin tersiyle itmesi son derece manidardır" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 79'uncu Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan, "81 vilayetimizde faaliyet gösteren 365 oda ve borsamızın tamamını, 1 milyon 800 bine yaklaşan üyemizin hepsini birer alperen olarak görüyoruz. Sizlerin şahsında büyük ve güçlü Türkiye idealine sahip çıkan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye’ye hizmet mücadelemizde bugüne kadar hep sizlerle yol yürüdük. Ne yaptıysak beraber yaptık. Sırt sırta vererek beraberce başardık. Demokrasimize yönelik tehditlere sizlerle beraber göğüs gerdik. Ekonomimizi çökertmeyi amaçlayan saldırıları beraber püskürttük. Son 21 yıla damga vuran bu eşsiz başarı hikayesini, kamu-özel sektör dayanışması içinde hareket ederek beraberce yazdık. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset kurumuyla el birliği gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğiz" dedi.

'KADER SEÇİMİ YAŞADIĞIMIZIN FARKINDAYIZ'

Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır bir olgunlukla gerçekleştiğini belirterek, "Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz. Gerek anlamı gerekse sonuçları itibarı ile ülke olarak bir kader seçimi yaşadığımızın farkındayız. Milletimiz tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istiklal ve istikbalimize yönelik hayasız akımları görmüş, iradesine sahip çıkarak bunları durdurmuştur. Türk ile Kürdün, Alevi ile Sünni’nin arasına serpilmek istenen fitil tohumlarını aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek topraklar reddetmiştir. Anadolu irfanı bir kez daha siyaset mühendisliklerine galip gelmiştir. Terör örgütleri eliyle siyasete yönlendirme çabaları hedefine ulaşmamıştır" dedi.

'HER BİR VATANDAŞIM SEÇİMİN KAZANANIDIR'

Erdoğan, seçim maratonunun kazananının Türk demokrasisi ve Türk milleti olduğuna vurgu yaparak, "Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım bu seçimin tartışmasız kazananadır. Kampanya sürecinde yapılan tüm kışkırtmalara rağmen sandığa gölge düşürmeyen her bir insanımız bu seçimin kazananıdır. Yabancı dergi kapakları üzerinden yürütülen propagandalara aldırmadan, hiçbir baskı altında kalmadan, iradesini sandığa yansıtan her bir kardeşim bu seçimin kazananıdır. Kendi öz yurdunda yıllardır parya muamelesi gördüğü halde hukuk ve meşruiyetten ayrılmayan sessiz çoğunluk bu seçimin kazananıdır. Sırf farklı tercihlerde bulunduğu için iğrenç hakaretler uğrayan yüreği yaralı depremzedelerimiz bu seçimin en büyük kazananıdır. Terör örgütü mensuplarının tehditlerine boyun eğmeyerek sandıklara koşan yurtdışındaki tüm gurbetçilerimiz bu seçimin kazananıdır. Dünyanın dört bir yanında ‘Türkiye’ denilince gözleri parlayan, gözlerinden aşağı damlalar akan, ülkemiz için dua eden, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm mazlum ve mağdurlar bu seçimi kazananıdır. Allah’a hamdolsun milli irade bir kez daha en güzel en hayırlı şekilde tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı teklifimiz hem 14 Mayıs’ta hem de 28 Mayıs’ta milletimiz tarafından büyük bir teveccüh ile kabul görmüştür. Halkımız önce Mecliste çoğunluğu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakına, ardından Cumhurbaşkanlığını yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza vererek 5 sene daha 'istikrar sürsün Türkiye büyüsün' demiştir. Millet ilkeler ve değerler yerine bakanlık ve milletvekili pazarlığı üzerine kurulu kumar masasına tekmeyi vurarak devirmiştir" ifadelerini kullandı.

'BUNUN DERSİNİ MİLLETİM SANDIKTA VERDİ'

Erdoğan, ‘hesap uzmanıyım’ diyerek övünenlerin Dimyat'a pirince giderken ellerindeki yaklaşık 40 milletvekilinden de olduğunu belirterek, "İktidar hırsı ile yapılan yanlış hesaplar bu sefer Bağdat’tan değil ama sandıktan dönmüştür. Bakınız ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada bu hesabı sizlerle de paylaşayım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin vekil sayısı 2018’de 146 idi. 2023’te vekil sayısı 169’a çıktı. Fakat buradan kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP’nin vekili, 129’a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 40’ı gitti 129 vekil kaldı. Ve 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde oraya gönül vermiş olan tüm CHP’li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten 2’nci kez kırmızı kart yemiştir. Türkiye’nin 16 Nisan 2017 referandumuyla birlikte zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini bir kez daha elinin tersiyle itmesi son derece manidardır. Bu kirli ittifaklar bu kirli bir araya gelişler, 6 tane cumhurbaşkanlığı yardımcılığı bu tür yanlış bir araya gelişler ne demokrasiye sığar, ne bu milletin ruh köküne, kültürel değerlerine yakışır. Bunun dersini benim milletim sandıkta verdi" dedi.

Muhalefetin önce ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ dediğini hatırlatan Erdoğan, "Önce öyle başladılar. Ama kampanya sonuna doğru artık bunu kullanmaktan vazgeçtiler. Bu noktada özellikle dünyada en gelişmiş ülkelerin ve dolayısıyla bizim de ortaya koyduğumuz sistem kabul gördü. Siyaset kurumunun sandıktan çıkan bu iradeyi doğru bir şekilde okuması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. 

'MUHALEFET NOKSANLIĞI VAR'

Erdoğan, milletin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde karar kıldığını ifade ederek, "Milletin zaten kararını verdiği konularda yeni dayatmalarda bulunmaktan artık vazgeçilmelidir. Akıntıya kürek çekmenin, tarihi geriye sardırmanın hiçbir faydası yoktur. Eski sistem tartışmalarını tamamen rafa kaldırmalı, bugünden itibaren sivil siyasetin en büyük kazanımı olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tekemmül ettirmeye odaklanmalıyız. Yeni şeyler söylemek lazım. Bizim vazifemiz düne saplanıp kalmak yerine yeni şeyler söylemek, ülkenin önüne yeni hedefler koymaktır. Elbette bu seçim sürecinde kimin ne yaptığını, ne söylediğini, nerede, nasıl bir pozisyon aldığını hafızamıza kaydedeceğiz. Ama bunu yaparken geçmişin geleceği gölgelenmesine de kesinlikle göz yummayacağız. Bizim de milletimizin de muhalefet partilerinden beklentisi bu yöndedir. Muhalefet ve destekçilerinin halkımıza aşağılayan, kutuplaştırıcı, gerilimi körükleyen, eski provokatör söylemlerini bir an önce terk etmesi gerekiyor. Sandıkta tecelli eden irade ile kavga edilmeyeceği gerçeğini ülkemizdeki tüm muhalefet partilerinin artık anladıklarını ümit ediyorum. Çünkü Türkiye’nin önemli bir noksanı da gerçekten demokrasideki o muhalefeti göremeyişidir. Muhalefet noksanlığı var. Türkiye bunu giderdiği anda inanıyorum ki demokrasi mücadelesi ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Samimi bir öz eleştiri yaptıktan sonra muhalefetin de sandıktan yükselen bu çağrıya kulak vereceğini düşünüyorum" dedi.

'DEPREMZEDELER HAKARETLERİN HEDEFİ OLDU'

Erdoğan, seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte gündemdeki esas konulara yoğunlaşabileceklerini belirterek, "Milletten bir kez daha güven oyu almış, güven tazelemiş bir yönetim olarak dünden itibaren çalışmaya başladık. Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılması en öncelikli meselemizdir. Depremzedelerimizi kampanya döneminde de zaten ihmal etmemiştik. Her bir şehrimize farklı tarihlerde 3-4 kez girerek afetzedelerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Şimdiye kadar 910 binden fazla çadırın 117 binden fazla konteynerin kurulumunu tamamladık. 180 bine yakın afet konutumuzun inşa süreci de hamdolsun başladı. Deprem bölgesinde 319 bini ilk 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konut inşa edeceğiz. Biliyorsunuz, bunu İzmir’de depremden hemen sonra gerçekleştirdik. Depremzedelerimizin de samimi gayretlerimizi takdir ettiğine şahit olduk. Bu vesileyle gerek 14 Mayıs’ta gerekse 28 Mayıs’ta şahsımıza çok güçlü destek veren deprem şehirlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Depremzedelerimiz geride bıraktığımız haftalarla sadece kayıplarının acısıyla mücadele etmediler. Aynı zamanda sırf oy tercihlerinden dolayı insanlık tarihinin en aşağılık hakaretlerinin de hedefi oldular. Sığındıkları otel ve misafirhanelerden atılmaktan, yapılan yardımların başa kakılmasına kadar pek çok vicdansızlığa maruz kaldılar. Buna rağmen onlar dik durmaya devam ettiler. Metanetli davranmaya devam ettiler. Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri, bu linç kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız. Ne sebeple olursa olsun afetzedelerimizin gönül yaralarının daha fazla kanatılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

'110'A YAKIN ÜLKE LİDERİYLE GÖRÜŞME YAPTIK'

Erdoğan, afetin yıktığı tüm şehirleri en kısa sürede eskisinden daha görkemli, daha güvenli bir şekilde yeniden ayağa kaldıracaklarını vurgulayarak, "Depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Hatay, Maraş ve Adıyaman başta olmak üzere depremde en çok yıkıma uğrayan illerimizde her şey gibi ticari hayatta şüphesiz olumsuz etkilendi. Faaliyete geçen 13 bine yakın iş yerimizle buralardaki ticareti yeniden hep beraber canlandıracağız, canlandırıyoruz. Bir diğer ana gündem maddemiz enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntılardır. Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımız enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde biliyorsunuz bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başına ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız. Küresel ekonomideki dalgalanmalar duruldukça bunun olumlu sonuçlarını inşallah hepimiz birlikte göreceğiz. Yakın çevremizdeki krizlerin çözümünde daha fazla inisiyatif alarak barış ve istikrarın bölgemize tekrar hakim olması için çalışacağız. Diplomatik münasebetlerimizle bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari iş birliğimizi de güçlendireceğiz. Dün akşam itibarıyla gerek telefon diplomasisi gerekse mesajlarıyla 110’a yakın ülke lideri ile görüşmeler yaptık. Hepsiyle siyasi, askeri, ekonomik, ticari kültürel her alanda birliğimizi bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğimize inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

'HEDEFİMİZ GÜVENLİK VE BARIŞ KUŞAĞI TESİS ETMEK'

Erdoğan, kabinenin oluşmasının ardından ziyaretlere başlayacaklarını ve kendilerine de ziyarete gelecek dünya liderleri olduğuna işaret ederek, şöyle dedi:

"Hedefimiz Avrupa’dan Karadeniz’e, Kafkasya ve Orta Doğu‘dan Kuzey Afrika’ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik. Türk dünyasıyla bağlarımızı tahkim ettik. İslam alemi ile ilişkilerimizi ilerlettik. Yeniden Asya girişimimizle Asya kıtasına yeni bir pencere açtık. Afrika halklarıyla 'kazan kazan' temelinde sağlam iş birlikleri kurduk. Özellikle sayın Putin’le yaptığımız yine son görüşmede kendilerinin Karadeniz tahıl koridorundan gönderilecek tahılla birlikte, bunların özellikle fakir Afrika ülkelerine gönderilmesi konusundaki mutabakatımızı teyit ettik. Aynı şekilde Latin Amerika’da mevcudiyetimizi perçinledik. Balkanlar’da tüm taraflarla yakın ilişkiler geliştirdik. Batı ülkeleri ile ortak çıkarlar ekseninde de diyaloğumuzu artırdık. Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için elimizi taşın altına koyduk. Tahıl anlaşması ve bunun yanında tabii çok önemli olan bir şey de esir takasıyla diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Hepsinden önemlisi Türkiye’yi sonu felaketle bitecek bir çatışmanın tarafı haline gelmekten koruduk. Yani her pergelin bir ucunu ülkemize sabitleyip diğeri ile 360 derece manevra yaparak tüm ülkelerle iş birliğimizi geliştirmeye gayret ettik."

'TALEPLERE KULAK TIKAMADIK'

Erdoğan ayrıca, girişimci dış politikalarını; ticaretle, enerjiyle, turizmle, kültürle ve savunmayla destekleyerek devam ettireceklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Türkiye’yi bölgesinin yükselen yıldızı haline getireceğiz, bunda kararlıyız. İnşallah bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep beraber yapacağız. Milletimizin tüm kesimleri gibi iş dünyamızın da beklentilerinin farkındayız. Şimdiye kadar sizlerin taleplerine kulak tıkamadık. Asla sorunlarınızı görmezden gelmedik. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye hep çaba gösterdik. Her yıl bakanlarımla birlikte Türkiye Ekonomi Şuralarında sizlerle her şehrimizin her sektörümüzün meselelerini uzun uzun istişare ettik, yine edeceğiz. Bu istişarelerimizin meyvelerini her alanda beraber topladık. Sorunların çözümü noktasındaki pek çok müjdeyi de yine bu toplantılar vasıtasıyla kamuoyuyla paylaştık. İnşallah bundan sonra sizlerle yine bir araya gelecek ve bu adımları da birlikte atacağız."

'VİZE SORUNUNU HAL YOLUNA KOYACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) ile yaşanan vize sorununa değinerek, "Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede inşallah hal yoluna koyacağız. Sizlerin her alanda önünü açmak, yolunuza çıkan engelleri ortadan kaldırmak için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu konjoktür belki de bizlere tarihimizin en büyük fırsatlarını sunuyor. Bu fırsatları enerjimizi tüketecek hiç tartışmalarla, sahte gündemlerle heba edemeyiz. Boşa harcayacak tek bir anımız dahi olmadığının altını çizmek istiyorum. Tüm Türkiye olarak 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri ile altın değerinde bir 5 sene daha kazandığımıza inanıyorum. Özellikle havalimanından Külliye’ye gelene kadar caddelerdeki bu tablo asla unutulacak bir tablo değildir. Milletimin böyle bir tabloyu hazırlaması, böyle bir tabloyu ortaya koyması burada duadan başka bize düşen bir şey yok. Ya Rap beni bu milletin bir evladı olarak yarattığın için sana sonsuz hamdüsenalar olsun" dedi.

‘SİYASİ TARİHİMİZİN EN REZİL KAMPANYASINI YÜRÜTTÜLER’

Erdoğan, muhalefeti seçim sürecindeki söylemleri nedeniyle eleştirerek, "Şimdi inşallah 29 Mayıs günü milletin bankadan para çekemeyeceği iddiasından döviz kuru ve sebze fiyatlarının uçacağı hezeyanına kadar tüm tuşlara bastılar. Ne oldu? İşte dün 29 Mayıs'tı. Ne oldu? Bankalar filan falan hepsi kapandı mı? Hepsi artık kasaları masaları filan falan boşalttılar mı, ne oldu? Hepsi yalan. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Artık yatsıyı falan geride bıraktık. Millete ve iş dünyasına korku salmak adına piyasa spekülasyonu dahil her türlü çirkefliği sergilediler. Sırf 3-5 oy daha fazla alabilmek için siyasi tarihimizin en rezil kampanyasını yürüttüler. Ne yaparlarsa yapsınlar muaffak olamadılar. Bu ülkenin ekonomisini bunlar Londra tefecilerine teslim edeceklerdi, edemediler. İş dünyamızı ürkütmeyi, panikletmeyi başaramadılar. İnşallah bundan sonra da bu hedeflerine ulaşamayacaklar. Sizlerden ağızlarını her açtıklarında Türk ekonomisi ile ilgili sürekli kötü tablolar çizen felaket tellallarına prim vermemenizi istiyorum. Bu işleri en iyi sizler biliyorsunuz. Bunlar kendi hezimetlerine milleti ortak etmek isteyen zavallılardır. Biz bunları aldırmayacak, son 21 yıldır olduğu gibi yine işimize bakacağız. Kendi gündemimize odaklanacağız. Elimizdeki imkanları en güzel şekilde kullanmaya çalışacağız. Yeni pazarlar, yeni müşteriler bulmanın peşinde koşacağız. Gerek ülkemize yatırımlar çekecek gerekse o ülkelerde bizler yatırımlara gireceğiz." ifadesini kullandı.

'21 YILDIR DEVLETİNE GÜVENEN HİÇ KİMSE MAĞDUR OLMADI'

Erdoğan, son olarak daha fazla üretecek ve daha fazla ihracat yapacaklarını vurgulayarak, "Bu konuda 5 ilkemiz var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. Bunu ülkemiz başarır mı; başarır ve başaracağız. İnşallah daha çok sayıda insanımıza istihdam kapısı oluşturacağız. Türkiye’nin yumuşak gücünü, Türkiye’nin artan itibarını ekonomik olarak fırsata dönüştürmeye gayret edeceğiz. 21 yıldır devletine ve hükümetine güvenen hiç kimse mağdur olmadı. 21 yıldır ülkenin potansiyeline inanan hiç kimse pişmanlık yaşamadı. İnşallah bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti iş adamıyla, işçisiyle, çiftçisiyle, üreticisiyle, depremzedesiyle, mazlum ve mağduruyla kendine güvenini asla yarı yolda bırakmayacaktır. Sizlerden yatırımlarınızı daha da artırmanızı bekliyorum. Sizlerden Türkiye Yüzyılı'nın inşasına omuz vermenizi istiyorum" dedi.