Kürtlerle bunu eşleştirmek, Kürtlere küfür sayılmalıdır” dedi. Ağıralioğlu, bu sürecin, Türkiye’nin iç ve dış güvenliği üzerinde oluşturacağı olumsuz etkiler ve geçmişte yaşanan ağır bedeller göz önünde bulundurulduğunda, doğru bir şekilde yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, hükümete, bu yaklaşımın yanlışlığını ve getirebileceği tehlikeleri tekrar tekrar hatırlattığını belirtti.
Ağıralioğlu, "Bu süreç, devletin varlığını ve güvenilirliğini zedeleyecek bir yaklaşımdır. Geçmişte, terör örgütü ile yapılan görüşmelerin ve bu tür stratejilerin bedelini çok ağır ödedik. Hükümet, sürekli aynı hataları yaparak farklı sonuçlar beklemektedir. Bu, sadece devlete ve millete değil, bu uğurda mücadele eden insanlara da hakarettir" dedi.
Başkan, özellikle son dönemde bölgedeki sorunların çözülmesi adına Öcalan’ın muhatap alınmasının, Türk Devleti için kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, bu tür adımların gelecekteki büyük bedellerin ödenmesine neden olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Ağıralioğlu, Türk demokrasisinin sorunlarının meşru muhataplarla, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuşulması gerektiğini belirtti. Hükümetin, TBMM’nin iradesini hiçe sayarak, terör örgütü liderinin açıklamalarına dayanarak çözüm aramasının, devleti acziyet içine düşürebileceğini ifade etti.
"Türk Devleti Öcalan’ın Sözlerine Mahkum Edilemez"
Ağıralioğlu, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarına ilişkin sıkça açıklamalar yapan hükümetin, şimdi aynı terör örgütü liderini muhatap almasının, Türk milletinin tarihine ve varlığına hakaret anlamına geldiğini söyledi. “Türk Devleti, büyük bir devlettir, ancak bu büyüklük, Öcalan gibi bir katilin ağzından çıkacak kelimelere bağlı olamaz” diyen Ağıralioğlu, Öcalan’ın muhatap alınmasının, sadece Türk milletine değil, Kürt halkına da hakaret olduğunu belirtti. “Kürtlerle, Öcalan’ı eşleştirmek, onları küçük düşürmek ve onlara küfür etmektir. Bu sürecin doğru yönetilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyorum" dedi.
Asgari Ücretle İlgili Eleştiriler:
Ağıralioğlu, asgari ücret artışına dair de sert eleştirilerde bulundu. Ülke genelinde açlık sınırının 25 bin TL olarak belirlenmişken, 22 bin 104 TL’lik bir asgari ücretin kabul edilemeyeceğini söyledi. Ağıralioğlu, asgari ücretle yaşamaya çalışan kişilerin sadece günlük temel ihtiyaçlarıyla değil, aynı zamanda barınma, ulaşım ve ısınma gibi giderlerle de karşı karşıya kaldığını belirtti. Aileyi göz önünde bulundurmayan, sadece bireysel ihtiyaçlar üzerinden yapılan ücretlendirme politikasını eleştiren Ağıralioğlu, "Asgari ücret belirlenirken, çalışanların ailelerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu, adil ve gerçekçi bir ücretlendirme olmazsa, insanlarımızı daha fazla sıkıntıya sokar" dedi.
Hükümetin Stratejilerini Eleştiriyor
Ağıralioğlu, hükümetin bölgeye yönelik stratejilerinin yanlış olduğunu ve yine benzer hataları yaparak, geçmişteki bedelleri bir kez daha ödeyeceğini savundu. Özellikle Öcalan’ın muhatap alınmasının, sadece bölgedeki değil, tüm Türkiye'deki güvenliğe büyük zararlar verebileceğini ve Türk Devleti’nin gücünü zayıflatacağını belirtti. “Bu yanlış stratejiler, bölgeye ve tüm Türkiye’ye büyük bedeller ödetir. Bu bedeller, sadece devletin değil, bu topraklarda yaşayan her bireyin bedelidir” ifadelerini kullandı.
Türk Devleti ve Milletinin Onurunu Korumak
Ağıralioğlu, Türk milletinin büyük bir tarihî geçmişe sahip olduğunu ve milletin şehitleri ile bu uğurda ödenen bedellerin asla unutulmaması gerektiğini vurguladı. "Türk Devleti'nin büyük bir devlet olduğunu unutmamalıyız. Bizim gücümüz, geçmişimizde yatan kahramanlıkla şekillenmiştir. Bu gücü ve onuru korumak için doğru stratejiler geliştirmeli ve devletin varlığını, güvenilirliğini her şeyin önünde tutmalıyız" dedi.
Ağıralioğlu’nun açıklamaları, sadece hükümete yönelik eleştiriler değil, aynı zamanda Türk milletinin değerlerine ve tarihî geçmişine sahip çıkma çağrısıydı. Bu tür stratejilerin Türk milletinin varlığına ve güvenliğine zarar verebileceğini belirterek, sürecin daha dikkatli ve özenli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ifade etti.