Pamukkale'yi besleyen su kaynakları ve bu kaynaklardan gelen sular, bölgedeki travertenlerin beyaz görüntüsünü oluşturuyor. Ancak son yıllarda su debisindeki azalma, bölgenin doğal yapısını tehdit eder hale geldi. Bu durumu yerinde incelemek için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Pamukkale'deki su kaynaklarında detaylı ölçümler yaptı.
Doç. Dr. Özçelik, yaptığı açıklamada, Pamukkale ve burada yer alan antik kent Hierapolis’in su sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu vurguladı. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu benzersiz doğa harikasının ve çevresindeki antik yapının beslenmesini sağlayan su kaynaklarındaki debi miktarının hızla azaldığını belirten Özçelik, bu durumu ciddi bir sorun olarak tanımladı. Özçelik, “Pamukkale’yi besleyen jandarma ve antik havuz bölgesindeki su kaynaklarından gelen sular, travertenlerin üzerinde akarak o eşsiz beyaz görüntüyü oluşturuyor. Ancak şu an su debisi oldukça azalmış durumda. Travertenlere ulaşan su debisi, bir zamanlar saniyede 400 litre iken bugün 100-150 litreye kadar düşmüş” dedi.
2001 yılında Pamukkale’yi korumak amacıyla yapılan çalışmalar sırasında su debisinin saniyede 250-300 litre civarında olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Özçelik, günümüzde yapılan ölçümlerde ise bu miktarın daha da düştüğünü ve bugün debinin saniyede 100-150 litreye kadar gerilediğini ifade etti. Özçelik, “Bu düşüş, Pamukkale’nin su kaynaklarının hızla tükenmekte olduğunu gösteriyor. Durumun aciliyet arz ettiğini ve bu konuda hızlı bir şekilde harekete geçmemiz gerektiğini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
Özçelik, su seviyelerindeki azalmaların yalnızca debi miktarıyla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda jandarma kaynağı ve antik havuzun bulunduğu bölgelerde de su seviyelerinin belirgin şekilde düştüğünü söyledi. Bu durumun Pamukkale’nin doğal yapısının geleceğini tehlikeye atabileceğini belirten Özçelik, bölgedeki su kaynaklarının dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, Pamukkale çevresindeki jeotermal kaynakların ve otellerin kullandığı su kaynaklarının da bu hesaplamalara dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Özçelik, "Bu kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, gelecek kuşaklara aktarılacak değerlerin korunması için kritik öneme sahip" diye konuştu.
Pamukkale'nin doğal ve tarihi zenginliklerinin korunabilmesi için yerel ve ulusal düzeyde bir an önce etkili adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Özçelik, bölgedeki su kaynaklarının geleceğini güvence altına alacak stratejilerin oluşturulmasının şart olduğunu belirtti. Bu durum, sadece bölgedeki doğal yaşamı değil, aynı zamanda Pamukkale'nin dünya çapında bir turizm merkezi olarak korunmasını da etkileyebilir.
