TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Ankara Sanayi Odası mart ayı meclis toplantısına katıldı. Kavcıoğlu, "Uyguladığımız politikaların da desteğiyle enflasyonda düşüş süreci başlamıştır. TÜFE yıllık enflasyonu 2022 yılı ekim ayındaki zirvesinden 30,3 puan düşerek, 2023 yılı şubat ayı itibarıyla yüzde 55,2 seviyesine ulaşmıştır. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji fiyatlarının olağanüstü düzeyde artması, enflasyondaki düşüşün çok daha önce ve hızlı gerçekleşmesini engellemiştir. Özellikle vurgulamak istiyorum ki, uyguladığımız politika çerçevesi enflasyonu düşürme gücüne sahiptir. Dış şokların etkilerine rağmen, enflasyonda kademeli bir gerileme sürecini adım adım yaşıyoruz. Enflasyondaki düşüş süreci, ekonomimizi tehdit eden birçok büyük şokun ardı ardına yaşandığı ve bunlara rağmen ekonomimizin kazanımlarını korumayı başarabildiğimiz bir ortamda yaşanmakta. İlerleyen dönemde, Liralaşma Stratejisi kapsamında uygulanan politika bileşimi parasal istikrarı tesis ederek parasal aktarımı güçlendirecek; finansman maliyeti kanalıyla potansiyel arzı desteklemeye devam edecek ve arz-talep dengesine olumlu katkı verecektir. Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşme ile enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır" dedi.
'LİRALAŞMA STRATEJİMİZ İLE FİNANSAL VERİMLİLİĞİMİZİ ARTIRIYORUZ'
Kavcıoğlu, uzun dönemli faizlerde önemli gerilemelerin kaydedildiğini vurgulayarak, "Liralaşma Stratejimiz ile finansal verimliliğimizi artırıyoruz. Kaynakların, sürdürülebilir gelişimi destekleyecek bir dengede dağılımını önceliklendiriyoruz. Politikalarımızın bir yansıması olarak uzun dönemli faizlerde önemli gerilemeler kaydedildi. 2021 yılında yüzde 20’lerin üzerindeki uzun vadeli gösterge tahvil faizleri 2022 yılında yüzde 10’un altına gerilemiştir. Ticari kredi faizlerinde de benzer gerilemeler gerçekleşmiştir. Hem reel hem de finansal gelişmelerin verdiği destekle bankacılık sektörümüz dünya standartlarında güçlü bir görünüm arz etmektedir. Karlılık, likidite, sermaye yeterliliği, tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere oranı gibi temel bankacılık göstergeleri bazında birçok ülkeye kıyasla üstün durumda olan bankacılık sektörümüz güçlü görünümünü korumaktadır. Uyguladığımız para politikası çerçevesinin önemli bir özelliği de bankacılık sisteminin sağlamlığını riske atmadan makroekonomik istikrarı sağlayabilmesidir" diye konuştu.
'BÜYÜK BİR DAYANIKLILIK GÖSTERDİĞİNE İŞARET ETMEKTE'
Kavcıoğlu, deprem sonrası destekleyici uygulamalara ilişkin, "Depremler sonrasında faiz indirimi kararımıza ek olarak, yaşadığımız deprem felaketinin bölge ekonomisinde görülebilecek olumsuz etkilerini telafi etmek için ivedilikle hareket ederek önemli adımlar attık. Bu amaçla deprem bölgesinde yerleşik kişiler ve bu kişilerle ticari ilişkisi olup deprem nedeniyle zarar gören kişilere bankalar ve finansman şirketleri tarafından verilen kredileri makroihtiyati tedbirler kapsamından çıkardık. Aynı zamanda deprem bölgesindeki firmaların bankamız kaynaklı reeskont ve yatırım taahhütlü avans kredi ve finansmanlarına 180 güne kadar vade uzatım imkanı getirdik. Yaşadığımız deprem felaketi birçok ülkenin yüzölçümü ve nüfusuna karşılık gelen bir büyüklükte olup ülkemizi derinden sarsmıştır. Böylesi bir felaketin elbette ekonomi üzerinde çeşitli etkileri olacaktır. Depremin kısa, orta ve uzun vadedeki tüm etkilerini ve alınması gereken tedbirleri detaylı bir şekilde değerlendiriyoruz. Gerek temel altyapının çoğunun korunmuş olması gerekse ülkemizin depremin açtığı yaraları sarma konusunda gösterdiği refleks önemlidir" ifadelerini kullandı.
'LİRALAŞMA STRATEJİSİ KARARLILIKLA UYGULANMAYA DEVAM EDİLECEK'
Kavcıoğlu, deprem ile birlikte ülkenin son dönemde gerçekleştirdiği yapısal ekonomik kazanımları korumanın önemi ve değerinin bir kez daha anlaşıldığını belirterek, "Üretim ve yatırım kapasitesi yüksek ekonomimiz, asrın felaketi sonrasında dahi mevcut politika çerçevesiyle güçlenerek yoluna devam etme imkanına sahiptir. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kalıcı fiyat istikrarı perspektifiyle oluşturulan Liralaşma Stratejisi kararlılıkla uygulanmaya devam edilecek. Gerileyen politika faizlerinin sunduğu uygun finansman maliyeti imkanlarından ekonominin üretken alanlarının faydalanmasını teşvik edecek bir anlayışla hedefli kredi politikalarımızı ihracat ve yatırım kapasitesini destekleyecek şekilde geliştirmeyi sürdüreceğiz. Parasal aktarımın etkinliği için uzun vadeli ve ticari kredi faizlerinin düşük seviyelerde olmasını sağlayacak, aktarımın güçlendirilmesi için liralaşma odaklı politikaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Türk lirası cinsi uzun vadeli ve düşük faizli finansman ile yapılan yatırımlar ihracat ve cari fazla kapasitesini desteklerken, bankamız rezervleri sürekli güçlendirilen ve çeşitlendirilen bir yapıya kavuşmuştur. Küresel ölçekte rezerv kayıplarının yaşandığı bir dönemde uluslararası rezervlerimizde artış sağlanmıştır. Rezervlerdeki güçlü yapı, döviz kurlarındaki oynaklıkların azalmasında da önemli bir çıpa vazifesi görmektedir" diye konuştu.