Pandemi sonrası toparlanma süreci, artan enerji fiyatları, tedarik zinciri sorunları ve jeopolitik gerilimler dünya ekonomisini olumsuz etkilerken, birçok ülke bu zorlu süreçte ekonomik istikrarını koruyabilmek için çeşitli önlemler almaya çalışıyor.

ABD ve Avrupa ülkeleri, enflasyonla mücadelede faiz oranlarını artırma yoluna giderken, bu durum küresel yatırım akışlarında dalgalanmalara neden oluyor. Merkez bankaları, enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışırken aynı zamanda ekonomik büyümeyi destekleyecek dengeli politikalar uygulamaya çalışıyor. Özellikle ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük ekonomilerin merkez bankaları, faiz artırımlarıyla enflasyonu baskılamaya çalışsa da, bu durum resesyon riskini artırıyor.

TÜİK: Ekonomik Güven Endeksi Ekimde Yüzde 3,2 Arttı TÜİK: Ekonomik Güven Endeksi Ekimde Yüzde 3,2 Arttı

Asya ülkelerinde ise daha farklı yaklaşımlar gözleniyor. Çin, ekonomiyi desteklemek için düşük faiz politikalarını tercih ederken, ihracatın artması için yuanın değerini düşük tutma çabasında. Japonya ise ekonomik büyümeyi teşvik etmek amacıyla genişleyici para politikalarını sürdürüyor. Bu ülkelerin amacı, tüketimi artırarak ekonomik daralmayı hafifletmek ve dış ticarette rekabet gücünü korumak.

Gelişmekte olan ülkeler ise artan borç yükleri ve yüksek enflasyonla karşı karşıya. Türkiye, Arjantin ve Brezilya gibi ülkeler, yüksek enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırmanın yanı sıra, kamu harcamalarını azaltma ve ithalatı kısıtlama gibi adımlar atıyor. Bununla birlikte, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar, bu ülkelerdeki yaşam maliyetini yükseltiyor ve halkın alım gücünü olumsuz etkiliyor.

Uluslararası kuruluşlar da krizle başa çıkmak için küresel işbirliğini artırmaya yönelik çağrılarda bulunuyor. IMF ve Dünya Bankası, düşük gelirli ülkeler için kredi desteği sağlamaya çalışırken, bu ülkelerin uzun vadeli borç sürdürülebilirliği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Küresel ekonomik kriz, ülkeleri mali politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorlarken, dünya ekonomisinin geleceği belirsizliklerini koruyor. Uzmanlar, ekonomik toparlanmanın hız kazanabilmesi için ülkelerin hem yerel hem de küresel düzeyde etkili ve koordineli politikalar benimsemeleri gerektiğini vurguluyor.

Muhabir: Murat Berber Kelkit Gazetesi (Özel)