Gözleri sık sık ovalamanın bu hastalığın en belirgin belirtilerinden biri olduğunu ifade eden Dr. Kaman, tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabileceğine dikkat çekti. Dr. Kaman, "Keratokonus hastalığında son dönemde, ‘korneal halka’ olarak adlandırdığımız gözün kornea tabakasına yerleştirilen ince aparatlar ile sivriliği düzelterek görme kalitesini artırabiliyoruz. Bu işlem küçük bir cerrahi operasyonla, yaklaşık 5 dakikada gerçekleştirilebilir ve hastanın görme seviyeleri neredeyse yüzde 100’e yakın bir düzeye getirilebilir," dedi.
Liv Hospital Ankara’dan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Altan Kaman, keratokonusun gözün ön kısmında yer alan korneanın zayıflayarak sivrileşmesi sonucu oluşan bir hastalık olduğunu açıkladı. Kornea yapısının zayıf olduğu bireylerde, göz bebeğinin sivrileşmesiyle ortaya çıkan keratokonus, genellikle 10-15 yaşlarında başlar ve 30’lu yaşların ortasına kadar ilerleyebilir. Hastalığın ilerleme hızı kişisel genetik faktörler ve korneanın gücüne bağlı olarak değişebilir. Dr. Kaman, özellikle 8-9 yaşlarındaki çocuklarda sık alerji geçiren ve gözlerini sürekli ovalayanların keratokonus açısından detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini durdurmak için büyük önem taşıyor.
Op. Dr. Kaman, keratokonusun erken belirtilerinin arasında sık batma hissi, gözleri ovalama, kaşıntı ve ışık hassasiyetinin yer aldığını belirtti. Hastalık ilerledikçe ışıklarda dağılma, özellikle parlak ışıklarda net görememe gibi şikayetler yaşanabilir. Gözlükle de net görüş sağlanamıyorsa, bu tür durumlarda keratokonus testi yapılması gerektiğini ifade etti.
Hastalığın tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Dr. Kaman, ebeveynlerin çocuklarının gözlerini sık ovalaması ve ışığa karşı hassasiyeti gibi belirtilere dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Erken müdahale ile tıbbi çapraz bağlama yöntemi kullanılarak göz bebeği güçlendirilebilir. Bu işlem 35 dakika süren bir operasyonla yapılabilir. Ancak hastalık ilerlemişse ve görme kaybı meydana gelmişse, tedavi olarak sert kontak lensler kullanılabilir. Sert kontak lensler, hastaların bir kısmı tarafından uyum sağlanabilen konforlu aparatlar olmayabilir.
Son zamanlarda, ‘korneal halka’ tedavisi olarak bilinen yöntemde, korneanın şeffaf tabakasına ince aparatlar yerleştirilerek sivriliğin düzeltilmesi sağlanır. Bu yöntemle yaklaşık 5 dakikalık bir cerrahi işlemle görme kalitesini artırmak mümkün olmaktadır. Erken teşhis ve doğru tedavi ile hastaların görme kalitesinde önemli iyileşmeler sağlanabilir.
Dr. Kaman, geç kalınmış keratokonus vakalarında, tedaviye rağmen bazen kalıcı görme hasarının oluşabileceğine ve korneal halka tedavisinin yeterli olmayabileceğine dikkat çekti. Bu yüzden, özellikle çocuklarda göz ovalama ve ışık hassasiyeti gibi belirtiler varsa, erken dönemde bir göz doktoruna başvurulması gerektiğini vurguladı. Göz hastalıklarının tedavisinde erken müdahalenin önemini belirten Dr. Kaman, çocukların göz sağlığını korumak için ailelerin dikkatli olmalarını önerdi.