Tedavi edilmediği takdirde ilerleyici görme kaybına yol açabilen bu hastalık hakkında açıklama yapan Dr. Marol, erken teşhisin hastalığın seyrini değiştirebileceğini vurguladı.

Keratokonus, gözdeki dış mercek tabakasının olan korneanın incelip dikleşmesi sonucu gelişir ve ilerleyici bir görme kaybına neden olabilir. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde görevli Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, hastalığın erken dönemde tespit edilmesi durumunda görme kaybının önlenebileceğini ve bazen kaybedilen görmenin geri kazanılabileceğini söyledi. Erken tanının önemine dikkat çeken Dr. Marol, “Keratokonusun erken teşhisi ile hem görme kaybını engellemek mümkün hem de bazı durumlarda kaybedilen görmeler geri kazandırılabilir” dedi.

Genetik Yatkınlık ve Göz Kaşıma Alışkanlığı Etkili Rol Oynuyor

Keratokonusun oluşmasında genetik yatkınlığın önemli bir rol oynadığını belirten Dr. Marol, ancak bunun tek başına hastalığı tetiklemediğini ifade etti. Dr. Marol, özellikle çocukluk döneminde aşırı göz kaşımanın hastalığın ilerlemesine neden olabileceğini söyledi ve şöyle ekledi: “Genetik yatkınlık, keratokonusun temelini oluşturuyor, ancak göz kaşıma alışkanlığı bu hastalığın gelişmesine zemin hazırlayabiliyor. Çocuklar gözlerini kaşırken, bu alışkanlık ilerleyen yıllarda korneada şekil bozukluklarına yol açarak keratokonusu tetikleyebiliyor.”

Zatürre Tedavisinde Geç Kalınması Hayati Risk Taşıyor Zatürre Tedavisinde Geç Kalınması Hayati Risk Taşıyor

Erken Teşhis ile Görme Kaybı Önlenebiliyor

Keratokonusun erken tanısı ile hastalığın ilerlemesinin durdurulabileceğini anlatan Dr. Marol, erken teşhisin görme kaybını engellemede önemli bir rol oynadığını vurguladı. “Keratokonus ne kadar erken tespit edilirse, hastalığın ilerlemesi o kadar önlenebilir. Bu yüzden gözlükle görme iyileştirilemiyorsa, bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve keratokonus şüphesiyle detaylı tetkikler yapılmalıdır” diyen Dr. Marol, hastalığın teşhisinde kullanılan topografik cihazlar ve diğer testlerin çok önemli olduğunu belirtti.

Çapraz Bağlama ve Diğer Tedavi Yöntemleriyle Görme Kaybı Önlenebilir

Keratokonusun ilerlemesini durdurmak için çeşitli tedavi yöntemlerinin mevcut olduğunu söyleyen Dr. Marol, “Çapraz bağlama tedavisi, görme kaybını engelleyebilecek yüzde 100 başarı oranına sahip bir yöntemdir. Bu tedavi ile hastalar, görme kaybı yaşamadan günlük hayatlarına devam edebilirler. Ayrıca sert kontakt lensler, göz içi halkalar ve topografi lazer gibi tedavi seçenekleri ile kaybedilen görmenin bir kısmı geri kazanılabilir” diye konuştu. Çapraz bağlama tedavisinin, hastaların görme kaybına uğramadan yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağladığını belirtti.

40 Yaş Üstü Hastalar İçin Yeni Tedavi Seçenekleri

İleri yaşlardaki keratokonus hastalarına yönelik yeni tedavi seçeneklerinin de mevcut olduğuna değinen Dr. Marol, “40 yaş üstü hastalarımızda göz içi mercekler kullanılarak, görme kaybı olan bireyler için önemli iyileşmeler sağlanabilir. Bazı hastalarımız, gözlük veya kontakt lens kullanmadan günlük yaşamlarına devam edebilir” dedi. Bu yaş grubunda, göz içi mercek uygulamalarının hastaların görme fonksiyonlarını iyileştirebileceğini ve hastaların yaşam kalitesini artırabileceğini söyledi.

Keratokonus hastalığına karşı erken tanı büyük bir önem taşıyor. Hastalığın erken teşhisi, görme kaybını engelleyebilir ve bazı durumlarda kaybedilen görme geri kazanılabilir. Bunun için genetik yatkınlık ve göz kaşıma gibi risk faktörlerinin bilincinde olmak ve düzenli göz muayeneleriyle erken tanı konulması oldukça önemlidir.

Kaynak: DHA