Türkiye’de kadınların istihdamdaki yeri son yıllarda gelişme gösterse de, cinsiyet eşitliği konusunda hala önemli zorluklar bulunuyor. Kadınların iş dünyasında yaşadığı ayrımcılık, cam tavan sendromu, ücret farkları gibi sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde başlıca engeller arasında yer alıyor.

Kadınların İş Gücüne Katılım Oranı Ne Durumda?

Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı, son yıllarda çeşitli kampanyalar ve politika değişiklikleriyle artırılmaya çalışılıyor. Ancak hala birçok Avrupa ülkesine kıyasla geride kalmış durumda. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yaklaşık %34 civarındayken, bu oran erkeklerde %68’dir. Bu fark, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin iş gücü piyasasındaki yansıması olarak değerlendiriliyor.

Kadınların Çalışma Hayatındaki Engelleri

Kadınların iş gücüne katılımını zorlaştıran pek çok faktör bulunmaktadır. Bu engellerin başında, toplumsal cinsiyet rolleri ve beklentileri, bakım sorumlulukları ve iş yerlerindeki ayrımcı uygulamalar gelmektedir.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Türkiye’de kadınlar, genellikle aile içi rollerle tanımlanmakta ve ev işleri, çocuk bakımı gibi sorumluluklar kadınlara yüklenmektedir. Bu durum, birçok kadının iş hayatına atılmasını ya da iş hayatında kalmasını zorlaştırmaktadır.

Ücret Eşitsizliği: Kadınlar, aynı işi yapmalarına rağmen erkeklere kıyasla daha düşük ücret almaktadır. Türkiye’de kadınların ortalama ücretleri, erkeklere oranla %15-20 daha düşüktür. Bu durum, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını engelleyen faktörlerden biridir.

Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Modelleri Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Modelleri

Cam Tavan Sendromu: Yöneticilik pozisyonlarına erişim konusunda kadınlar, erkeklere oranla daha büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Üst düzey pozisyonlara yükselmek isteyen kadınlar, ayrımcılık ve önyargılarla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Türkiye’de şirket yönetim kurullarında kadın oranı oldukça düşük kalmaktadır.

Bakım Sorumlulukları: Kadınların aile içindeki bakım yükümlülükleri, iş hayatına devam etmelerini zorlaştırmaktadır. Çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi sorumluluklar nedeniyle birçok kadın kariyerlerine ara vermek zorunda kalıyor ya da iş hayatından tamamen çekiliyor. Bu durum, kadınların iş gücüne katılım oranlarını düşüren önemli bir etken olarak öne çıkıyor.

Türkiye’de Kadın İstihdamını Artırmaya Yönelik Adımlar

Son yıllarda, Türkiye’de kadın istihdamını artırmaya yönelik çeşitli yasal ve yapısal reformlar hayata geçirilmiştir. Kadınların iş gücüne katılımını teşvik eden bu çalışmalar, cinsiyet eşitliğine ulaşma yolunda atılan önemli adımlardan bazılarıdır:

Kadın İstihdamını Teşvik Politikaları: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR, kadınların iş hayatına katılımını artırmak için çeşitli teşvik programları yürütmektedir. Özellikle kadın girişimcilere sağlanan destekler, iş dünyasında kadınların daha fazla yer almasını hedeflemektedir.

Esnek Çalışma Modelleri: Çalışan annelerin iş gücünde kalabilmesi için esnek çalışma modelleri devreye alınmıştır. Bu modeller, kadınların hem aile hem de iş hayatı arasında denge kurmalarına olanak sağlamaktadır.

Çocuk Bakım Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması: Devlet destekli kreşlerin ve çocuk bakım merkezlerinin artırılması, kadınların iş hayatında daha fazla yer almalarını kolaylaştıran faktörlerden biridir.

Cinsiyet Eşitliği Farkındalık Kampanyaları: Kadınların iş hayatında daha fazla yer almalarını teşvik eden kamuoyu kampanyaları ve eğitim programları, cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Bu kampanyalar, toplumsal cinsiyet rolleri ve ayrımcılık gibi yapısal engellerin aşılmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Eşitlik İçin Atılacak Adımlar

Türkiye’de kadınların iş gücündeki varlığını artırmak ve cinsiyet eşitliğine ulaşmak için hala yapılması gereken çok şey var. Bu süreçte atılabilecek başlıca adımlar şunlardır:

Ücret Eşitliğinin Sağlanması: Kadın ve erkekler arasında ücret farkının kapatılması için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve iş yerlerindeki denetimlerin artırılması gerekmektedir.

Yönetim Kademelerinde Kadın Temsilinin Artırılması: Kadınların üst düzey pozisyonlara erişimini sağlamak için iş yerlerinde cinsiyet kotaları ve kadın liderliği teşvik eden politikaların uygulanması önemlidir.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi: Toplumda cinsiyet eşitliği farkındalığını artırmak için eğitim kurumlarında toplumsal cinsiyet rolleri üzerine dersler ve programlar yaygınlaştırılmalıdır.

Bakım Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması: Kadınların iş hayatında kalmasını kolaylaştıracak bakım hizmetlerinin artırılması ve kadınların bakım yükümlülüklerinin hafifletilmesi, iş gücüne katılımı olumlu yönde etkileyecektir.

Sonuç

Kadınların iş gücüne katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin önemli bir parçasıdır. Türkiye’de kadınların istihdamdaki rolü her geçen gün artmakta olsa da, eşitliğin sağlanması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Bu süreçte toplumun her kesimine düşen sorumluluklar, kadınların iş dünyasında daha güçlü bir şekilde yer almasını sağlayacaktır.

Muhabir: Hüsamettin Akçay Kelkit Gazetesi (Özel)