Dağdelen, “Günümüzde mesleğime çırak olarak gelen kimse yok. Hem çırağım, hem kalfayım hem de ustayım. İşim oldukça zor; 8-9 saat boyunca sadece el işi yapıyorum. Günde 3 veya en fazla 4 tane kasket üretebiliyorum. Ürettiğim kasketleri il dışına da satıyorum. Mesleğimi zevkle sürdürüyorum ama yaşımın ilerlemesi nedeniyle artık bu işin zorluklarını daha fazla hissediyorum. Elazığ'da şu anda şapka diken sadece 4 usta kaldık” dedi. Muhittin Dağdelen, 1956 yılında 14 yaşında mesleğe çırak olarak başladığını ve 1965 yılından itibaren kendi işyerinde kasket üretimi yaptığını belirtti. Her bir köşesi Elazığ'ın kültürel değerlerini temsil eden 8 köşe kasketlerinin üretimine olan ilgisinin azaldığını vurgulayan Dağdelen, “Mesleğimi severek yapıyorum ve işimden memnunum. Ancak gençlerin bu mesleğe olan ilgisi yok. Çıraklık yapmak yerine başka işlerde çalışmayı tercih ediyorlar. Mesleğin bitme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu. Dağdelen, “Mesleğe başladığımda şapka üretimi çok yaygındı. Şimdi ise kimse bu işi yapmak istemiyor. Bir şapkacının en az 3 kişiden oluşan bir ekibi olması gerekir. Ben dükkanımda hem çırağım, hem kalfayım hem de ustayım. Günde 3-4 kasket üretebiliyorum. Eskiden gece 12'ye kadar çalışıp 10-12 tane kasket dikerdik. Ancak şu anda Elazığ'da 4 kişi kaldık ve mesleğin geleceğinden endişeliyim” dedi. 15 yıldır sekiz köşe kasket takan çiftçi Ahmet Bayrak (56), bu şapkaların aile büyüklerinden kalma gelenek olduğunu belirterek, “Sekiz köşe şapka bizim kültürümüzün bir parçası. Ailemiz bu şapkayı kullanmaya devam ediyor. Her bir köşe Elazığlılar için özel bir anlam taşıyor” ifadelerini kullandı.