İlk duruşmada, Aytar, olay anında telefonla oynamadığını, yalnızca anlık gelen mesajları kontrol ettiğini belirterek, kazanın sebebinin otobüsün camında oluşan yansıma olduğunu söyledi. Kaza, Soylu'nun yolun karşısına geçerken otobüsün çarpması sonucu hayatını kaybetmesine yol açmıştı.
Kaza ve Olayın Ardından Gelişen Süreç
Kaza, 6 Kasım’da saat 19:00 sularında, İzmir’in Balçova ilçesi İnciraltı Kavşağı’nda meydana geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ESHOT otobüsünün şoförü Alev Aytar’ın kullandığı 35 DB 4789 plakalı otobüs, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde hemşire yardımcısı olarak çalışan Gizem Soylu’ya yolun karşısına geçerken çarptı. Olayın hemen ardından, çevredeki vatandaşlar tarafından yapılan ihbar üzerine polis ve sağlık ekipleri hızla olay yerine intikal etti. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Soylu, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kazaya ait araç içi kameradaki görüntüler olayın trajik boyutlarını gözler önüne serdi. Gizem Soylu, ertesi gün Hacılarkırı Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.
Sanık Alev Aytar’ın Savunması: "Yansıma Yaptı"
Kaza sonrası gözaltına alınan Alev Aytar, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi ve tutuklandı. Aytar, “Taksirle adam öldürme” suçundan hakkında 6 yıl hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Bugün İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan davada, sanık Aytar, tutuklu olarak yargılandı. Duruşmaya, Aytar’ın yanı sıra, Gizem Soylu’nun yakınları ve taraf avukatları da katıldı.
Aytar, kaza anında telefonla oynamadığını belirterek savunmasına başladı. “Telefonumda anlık gelen mesajları kontrol ettim, ancak kazaya sebep olan şey telefonla oynamak değildi,” diyen Aytar, kazanın camdaki yansıma nedeniyle meydana geldiğini ifade etti. Ayrıca, güzergahını sık sık kullandığını belirten sanık, "Birden önüme bir şey fırladı ve ben ne olduğunu anlamadan çarptım," dedi.
Gizem Soylu'nun İkizi: "Kazayla Ailemi De Kaybettim"
Sanığın savunmasından sonra, kazada hayatını kaybeden Gizem Soylu’nun ikizi Sinem Soylu söz aldı. Sinem Soylu, gözyaşlarını tutamayarak, “Kazayla birlikte ailemi de kaybettim. Sanık, kaza anında telefonla oynuyordu. Hazırlanan raporlar da eksik ve yanıltıcı, bunu kabul etmiyorum. Sanığın serbest bırakılmasını istemiyorum,” dedi. Konuşması sırasında fenalaşan Sinem Soylu, kısa süreliğine salondan çıkarıldı. Gizem Soylu’nun ailesi ve yakınları, kaza ve süreçle ilgili büyük bir üzüntü içindeydi.
Tanıklar: "Fren Yapmadı"
Duruşmada kazaya tanıklık eden bazı yolcular da söz aldı. Otobüsün içinde bulunan E.T., "Gizem’i yolda görüp, ‘Dur’ diyemeden otobüs ona çarptı. O sırada sanık fren yapmadı," şeklinde ifade verdi. Tanıkların ifadeleri, kaza sırasında otobüs şoförünün gerekli önlemleri almadığını ve çarpmanın önlenebilmesi için zamanında müdahale etmediğini ortaya koydu.
Mahkemeden Ara Karar ve Duruşma Ertelemesi
Savunmaların ve tanık ifadelerinin ardından hakim, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve yeni delillerin toplanması amacıyla duruşma ertelendi. Mahkeme, tarafların hazırladığı belgelerin ve raporların daha ayrıntılı şekilde incelenmesini istedi.
Olayın Toplumsal Etkileri
Bu dava, sadece ailenin kaybı için değil, İzmir’deki toplumsal vicdanın da derinden sarsılmasına neden oldu. Kazanın ardından sosyal medyada ve yerel toplumda büyük tepkiler yükseldi. Hemşire yardımcısı Gizem Soylu’nun genç yaşta hayatını kaybetmesi, sağlık çalışanları ve diğer vatandaşlar tarafından da büyük bir üzüntüyle karşılandı. Kazanın ardından sosyal medya üzerinden çok sayıda kişi, kazanın sorumluluğunun tam olarak belirlenmesini ve adaletin yerini bulmasını talep etti.
Duruşmaların devam etmesiyle birlikte, kaza ile ilgili soruşturma ve yargı süreci daha da aydınlığa kavuşacak ve adaletin yerini bulup bulmayacağına dair bir sonuca varılacaktır.