Prof. Dr. Asil, dünya genelinde 15-49 yaş arası bireylerde iskemik felç vakalarında gözlemlenen bu artışın başlıca nedenlerinin obezite, hareketsiz yaşam tarzı, diyabet, sigara kullanımı ve artan stres seviyeleri olduğunu vurguladı. Genç yaşta felç geçirme riskini azaltmak için düzenli egzersiz yapmak, sigara içmemek, sağlıklı beslenmek ve stresle başa çıkma becerilerini geliştirmek gibi temel yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Global Burden of Disease (GBD) 2021 raporunda, gençlerde felç riskini artıran faktörler arasında enfeksiyonlar, genetik yatkınlık ve kötü beslenme gibi unsurlar da sıralandı. Özellikle ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, 2004-2018 yılları arasında 18-44 yaş grubundaki bireylerde intrakraniyal kanama (ICH) vakalarında yüzde 11'lik bir artış gözlemlendi. Prof. Dr. Asil, "Gençlerdeki felç artışı, genellikle yüksek tansiyon ve diğer sağlık sorunlarının kötü yönetilmesinin bir sonucu olarak daha belirgin hale geliyor" dedi. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için sağlıklı yaşam alışkanlıklarına ve risk faktörlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’de Felç Vakaları Artıyor
Prof. Dr. Talip Asil, Türkiye’de felç vakalarının artışı ile ilgili de önemli veriler sundu. TÜİK verilerine göre, 2020 yılında Türkiye'de felç nedeniyle 35 bin 880 kişi hayatını kaybetti. Ülkemizde her 15 dakikada bir kişi, inme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu istatistikler, genç yaşta felç riskinin giderek daha büyük bir sağlık sorunu haline geldiğini gözler önüne seriyor. Ayrıca, Türkiye'deki 40 yaş altı bireylerin felç geçirme oranının, Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu durum, felçle mücadelede erken müdahale ve sağlık eğitimlerinin önemini artırıyor.
Gençlerde Felç Nedenleri ve Erken Müdahale
Prof. Dr. Asil, genç yaşta felç geçiren bireylerde genellikle kalp hastalıkları, kan pıhtılaşma bozuklukları ve damar diseksiyonu gibi farklı sağlık sorunlarının ön plana çıktığını söyledi. Bu durum, felci yalnızca yaşlı bireylerin hastalığı olmaktan çıkarıp her yaş grubunun karşılaşabileceği bir sağlık sorunu haline getiriyor. Felç, genellikle baş dönmesi, kol ve bacaklarda güçsüzlük, konuşma bozukluğu ve görme kaybı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu tür belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden tıbbi yardım alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Asil, felçte erken müdahalenin kritik öneme sahip olduğunu ifade etti. Genç yaşta felç geçiren bireylerde tedaviye hızlı başlanması, hayat kurtarıcı olabiliyor.
Önleyici Stratejiler Geliştirilmeli
Prof. Dr. Asil, gençlerde felç oranlarındaki artışı engellemek için daha fazla önleyici stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu stratejiler, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi ve toplum genelinde sağlık eğitiminin güçlendirilmesi gerektiğini işaret ediyor. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma, sigara içmeme ve stresle başa çıkma becerileri, gençlerde felç riskini azaltmanın en etkili yolları arasında sayılıyor. Toplumda sağlık eğitimine önem verilmesi, gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemelerini sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Sonuç olarak, genç yaşta felç, önlenebilir bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor ve toplumda farkındalık yaratılması, bu konuda yapılacak sağlık eğitimi çalışmalarının artırılması büyük önem taşıyor.
Gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeleri, sadece bireysel sağlıkları için değil, aynı zamanda toplum sağlığı açısından da kritik bir öneme sahiptir. Felç riski, yaşam tarzı değişiklikleri ile önemli ölçüde azaltılabilir ve bu, gençlerin yaşam kalitesini artıran önemli bir adımdır.