Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, gölün bu bölgesinin metan gazı yatağına dönüştüğünü ifade etti.
Son dönemde ciddi kirlilik ve kuraklık sorunlarıyla karşı karşıya kalan Eğirdir Gölü'nün yüzey alanı, 1960 yılında 518 kilometrekare iken, 2024 yılında 426 kilometreye düştü. Gölün kuzey kesimlerinden gökyüzüne yükselen dumanlar, bu değişimin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Dr. Erol Kesici, göl yüzeyinin azalmasının hızla devam ettiğine ve bunun ekosistem üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Kesici, gölün ortalama derinliğinin 1950'de 16 metre iken, 2024 yılı Temmuz ayında yaklaşık 3,2 metreye düştüğünü belirtti.
8 Ağustos'ta bir balıkçının, Kaynarca mevkisinde suyun fokurdamasını fark etmesiyle başlayan bu olaylar, metan gazı çıkışı olarak değerlendirildi. Dr. Kesici, balıkçının cep telefonu ile çektiği görüntülerin ardından gölde tekrar duman yükseldiğini ve bölgenin adeta metan gazı yatağına dönüştüğünü söyledi.
Dr. Kesici, bu bölgede metan gazı nedeniyle sürekli bir yanma olduğunu belirtti. Sazlıklarla kaplı bu alanın birkaç yıl öncesine kadar tamamen suyla kaplı olduğunu ve kirlilik nedeniyle metan gazı çıkışının arttığını vurguladı. Metan gazı çıkışı ve yanmanın, birçok çöplükte görülen metan gazı yangınlarına benzer olduğunu ifade etti. Bataklık nedeniyle bölgeye ulaşmanın zorluğunu da dile getiren Kesici, gaz çıkışının devam ettiğini ve bununla başa çıkmanın güç olduğunu belirtti.