Kilise ve çevresinde yapılan diğer kazılarda ise yoğun şekilde mezar kalıntılarına rastlandı. Kazıların başkanlığını yürüten Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, yeni bulunan zemin döşemelerinin, 1927-1931 yıllarında kilisenin kuzeyinde yapılan kazılarda tespit edilen mozaik döşemenin desenlerine benzediğini belirtti. Kazı çalışmalarının yürütüldüğü Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Kilisesi, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu’nun başkanlığında devam ediyor. 2024 yılı 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında yapılan kazılarda, St. Jean Kilisesi'nin güney haç kolunda iki farklı erken dönem zemin döşemesi keşfedildi. Kazıların detaylarını paylaşan Doç. Dr. Mimaroğlu, Ayasuluk Tepesi’nin, Hitit Dönemi’nde Arzawa-Mira Krallığı'nın başkenti Apasas ile eşleştirildiğini ve Orta ile Son Tunç Çağlarına ait buluntulara rastlandığını ifade etti.
Aziz Yuhanna'nın Mezarı ve Kilisenin Tarihi
Ayasuluk Tepesi’ndeki kazılar, St. Jean Kilisesi ve çevresinde gerçekleştiriliyor. Doç. Dr. Mimaroğlu, kilisenin Aziz Yuhanna’nın mezarını barındırdığını belirtti. Aziz Yuhanna, İncil yazarlarından biri olarak Ortodoks Hristiyanlar için önemli bir figürdür. Kilisenin yıllık yaklaşık 200 bin ziyaretçi kapasitesine sahip olduğu ifade edilirken, 2024 yılı çalışmalarının kilisenin güney haç kolunda yapıldığı belirtildi. Kilisenin ilk yapımında ahşap bir mezar yapısının varlığı düşünülürken, ilerleyen dönemlerde bazilikal planlı kiliseye dönüştüğü, I. Justinianus döneminde ise haç planlı yapıya çevrildiği biliniyor.
Yenilenen Zemin Döşemeleri ve Tarihî Önemi
Kazılarda, 1921-1922 yıllarında Yunan arkeologları tarafından başlatılan çalışmalardan sonra, 1927-1931 yıllarında F. Miltner ve H. Hörmann tarafından yapılan kazılardan elde edilen bilgilerin üzerine eklenen yeni buluntular dikkat çekiyor. 1959’dan itibaren Efes Müze Müdürlüğü’nün yürüttüğü çalışmalardan sonra 2007-2019 yıllarında Dr. Mustafa Büyükkolancı’nın kazı ve restorasyon çalışmalarıyla devam eden süreçte, 2020’den itibaren Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu’nun başkanlığında sürdürülüyor. Bu yılki kazılarda, güney haç kolunda daha önce tespit edilmemiş bir zemin döşemesi ortaya çıktı. Mermer taşlardan oluşan bu zemin, I. Justinianus döneminin üstündeki zemin döşemesinin altında bulunuyor ve bu nedenle, yeni bulunan zemin döşemesi I. Justinianus öncesine tarihlendiriliyor. Ayrıca, 2020’de ortaya çıkan opus sectile zemin döşemesinin doğuya devam eden kısmı ile 5. yüzyıla ait mozaik zemin döşemesi arasında benzer desenler bulunuyor.
Ziyaretçi Açılımı ve Gelecek Çalışmalar
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleri ve sponsor katkılarıyla devam eden kazı çalışmaları kış aylarında da sürecek. Doç. Dr. Mimaroğlu, kazı çalışmalarında iki ayrı alanda mezarlara rastlandığını ve kilise çevresindeki bu mezarların ziyaretçilere açılacağı bir düzenleme yapılacağını belirtti. Restorasyon çalışmaları sonrasında, 2020’de ortaya çıkarılan opus sectile zemin döşemesinin daha geniş bir kısmı ziyaretçilere sunulacak. Ayrıca, kazı alanında bulunan kemikler üzerinde antropolojik ve DNA incelemeleri devam ediyor.
Yeni Teknolojilerle Derinlemesine İnceleme
Kazılarda kullanılan yeni teknolojiler de dikkat çekiyor. Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Fatih Tepgeç, antik DNA çalışmalarını sürdüren ekiplerinin, alana yeni getirilen ışık mikroskobu sayesinde kemiklerin genetik ve morfolojik incelemelerini daha ayrıntılı bir şekilde gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bu cihaz, yüzey topografyasını ve kesit alanlarını dijital olarak hızlıca inceleme olanağı sağlıyor. Bu yeni teknoloji, kazı çalışmaları ve arkeolojik materyallerin analizinde önemli bir ilerleme olarak değerlendiriliyor.