Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nca NATO Liderler Zirvesi kapsamında Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta 'Türkiye’nin Transatlantik Güvenliğine Katkıları ve NATO’nun Dönüşümü Paneli' düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, panelde katılımcılara video mesaj ile hitap etti. Altun, küresel güvenliğin birçok unsur tarafından tehdit altında olduğuna işaret ederek, şöyle dedi: "Başlangıçta bölgesel olarak baş gösteren sorunlar zamanla etki alanını genişleterek, küresel bir sorun haline gelme potansiyeli taşımaktadır. Bu bağlamda ister yerel olsun ister bölgesel, çağımızda küresel bir etki alanı oluşturmaya matuf her türlü sorun küresel çözüm arayışlarını gerekli kılmaktadır. Küresel sorunlara karşı alınan geç kalınmış, iyi düşünülmemiş, iyi analiz edilmemiş ya da sadece yerel ölçekte kalan tedbirler, bu sorunların kısa süre içerisinde küresel güvenliği tehdit eder hale gelmesine yol açabilmektedir. Bu sebeple, çözüm olarak bizim ortaya koyduğumuz öneri; uluslararası dayanışma ve iş birliğine önem verilmesidir. Belirli bir bölgede meydana gelen kriz zamanlarında devletler, çıkar çatışmalarını ve çekişmelerini bir süreliğine de olsa bir kenara bırakma ve sorunun insani boyutunu öne çıkarma eğiliminde olabilmeliler. Bu tür sınama zamanlarında gösterilen dayanışma, devletler ve halklar nezdinde göz ardı edilemez, ortak bir insanlık bilinci geliştirmekte ve uzun vadede barış ve güvenliğin korunmasında motivasyon işlevi de görebilmektedir. Bu kapsamda uluslararası iş birliği konusunda etkin bir örnek olarak, NATO'nun önemli işler yaptığını elbette biliyoruz ve işlevselliğini daha da artırılması gerektiği ile alakalı çağrılarda bulunuyoruz."

'TÜRKİYE NATO İLE İŞ BİRLİĞİ HALİNDEDİR'

Altun, NATO'nun Türkiye'nin güvenliğinin temininde önemli rol oynadığını ve Türkiye'nin Avrupa-Atlantik yapılarıyla iş birliği hedefine muhtelif açılardan önemli katkılar sunduğunu belirterek, "Türkiye de ittifaka üye olduğu 1952 yılından bu yana kapsamlı askeri yetenekleri, sahip olduğu tarihsel birikimi ve kültürel ilişkileriyle ittifakın küresel barış, huzur ve güvenlik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiştir. Tüm bunlar dikkate alındığında; NATO'da uluslararası iş birliği ve dayanışma yönünde daha fazla enstrümanla hareket etme kabiliyetine sahip bir dönüşüm beklentisi oluşmuştur. Türkiye de bu yönde bir dönüşümün gerçekleşmesi için NATO'yla iş birliği halindedir" dedi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan AB Fonlarıyla İlgili Açıklama: İddialar Asılsız Dışişleri Bakanlığı'ndan AB Fonlarıyla İlgili Açıklama: İddialar Asılsız

'FİNLANDİYA'NIN NATO ÜYELİĞİ YOLUNU AÇTIK'

Altun, NATO'nun 2022 Stratejik Konsepti'nde de vurgulandığı gibi ittifakın temel görevlerinin yanı sıra en önemli meselelerinin başında terörle mücadele geldiğine işaret ederek, "Bu kapsamda Türkiye de terörle mücadele konusunda ittifak üyelerinin desteğini görmek istemektedir. Nitekim Finlandiya ve İsveç'in üye olmak için başvuruları söz konusu olduğunda aynı çekincelerimizi ve beklentilerimizi hem onlara hem de diğer müttefiklerimize açıkça ifade ettik. Nihayetinde Türkiye, Finlandiya ve İsveç olarak geçen sene düzenlenen NATO Madrid Zirvesi'nde, üçlü bir muhtıra imzaladık. Bu anlaşma uyarınca kurulan Daimi Ortak Mekanizma açısından özellikle terörizmle mücadele büyük önem taşımaktadır. Nitekim Finlandiya'nın üçlü muhtıradaki taahhütlerini yerine getirmek için samimi adımlar attığını gördük ve NATO üyeliği yolunu açtık" diye konuştu.

'TÜRKİYE AÇISINDAN GÖRMEZDEN GELİNEMEZ'

Altun, İsveç'in henüz muhtıra şartlarını yerine getirmekte yeterince kararlı görünmediği ve terörle arasına net bir mesafe koyamadığını dile getirerek, "Bunun yanında ifade özgürlüğü kisvesi altında Kur'an'ı Kerim mushafını yakma provokasyonu ile artan İslamofobi ve yabancı düşmanlığının ne yazık ki; göz yumularak desteklenmesi, Türkiye açısından görmezden gelinebilecek bir durum değildir. Bu eylemler ve saldırılar, taahhütlerin yerine getirileceğine yönelik güvenimizi, ciddi anlamda zedelemiştir. NATO'nun demokratik değerleri önceleyen bir ittifak olduğunu ve herhangi bir kutsala yapılan bu tür nefret dolu eylemlerin demokrasi ya da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini bir kez daha açık ve net şekilde hatırlatmak isteriz. İsveçli yetkililerin daha önce de benzerleri yaşanan bu tür menfur eylemlere yönelik müsamahakar tutumları, bizi İsveç'in üyeliği konusunda ciddi şekilde şüpheye düşürmektedir. NATO'da müttefikimiz olmak isteyen İsveç'in bu provokasyonlar karşısında gerekli tedbirleri almaması ve terörle mücadelede net bir tavır takınmaması halinde, NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanması ne yazık ki; mümkün görünmemektedir" dedi.