Zemin etüdü sonuçları, depremde 42 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan yapısal sorunların detaylı bir şekilde incelenmesine imkan sağlamıştır.
Zemin Özelliklerinin İncelenmesi
Zemin etüdü kapsamında, sitenin inşa edildiği arazinin jeolojik ve jeoteknik özellikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Yapılan analizler şunları ortaya koymuştur:
Arazi, yüksek seviyede yeraltı suyu içeren yumuşak zeminlerden oluşmaktadır.
Zemin sıvılaşma riski taşımaktadır, yani deprem anında zeminin sıvı hale gelerek taşıma gücünü kaybetme ihtimali bulunmaktadır.
Zemin, yapı temellerinin güvenli bir şekilde oturması için yeterli dayanıma sahip değildir.
Bu bulgular, binaların güvenli bir şekilde inşa edilmesi için gerekli temel ve zemin iyileştirme önlemlerinin alınmadığını göstermektedir. Yumuşak ve sıvılaşma riski yüksek bir zeminin üzerine uygun olmayan şekilde inşa edilen binaların, deprem sırasında ağır hasar görmesi kaçınılmaz olmuştur.
Yapısal Sorunların Tespiti
Zemin etüdünün yanı sıra, yıkılan binaların proje ve uygulama detaylarının incelenmesi de gerçekleştirilmiştir. Bu incelemeler sonucunda şu sorunlar tespit edilmiştir:
Bina temelleri, yüksek yeraltı suyu seviyesi ve sıvılaşma riski göz önünde bulundurularak uygun şekilde tasarlanmamıştır.
Betonarme kalitesi ve donatı miktarı, deprem yüklerine dayanacak seviyede değildir.
Bina kat yükseklikleri ve kat adetleri, zemin özellikleri dikkate alınmadan belirlenmiştir.
Bina içi döşeme ve duvar sistemleri, deprem güvenliği açısından yetersizdir.
Bu yapısal sorunlar, Bad-ı Saba Konutları'nın deprem karşısında dayanıksız olmasına ve ağır hasar görmesine neden olmuştur. Özellikle temellerin uygun şekilde tasarlanmaması, binaların zemin üzerindeki performansını ciddi şekilde zayıflatmıştır.
Sonuç ve Değerlendirme
Zemin etüdü sonuçları, Bad-ı Saba Konutları'nın yıkılmasının temel nedenlerini ortaya koymuştur. Yapılan analizler, arazinin jeolojik ve jeoteknik özelliklerinin binalar için uygun olmadığını, ancak gerekli zemin iyileştirme ve temel tasarımı önlemlerinin alınmadığını göstermiştir. Ayrıca, bina yapısal sistemlerindeki çeşitli eksiklikler de deprem güvenliğini zayıflatmıştır.
Bu bulgular ışığında, depremde hayatını kaybeden 42 kişinin yakınlarının talebine uygun olarak zemin etüdünün yapılması ve sonuçlarının incelenmesi, sorumlulukların tespit edilmesi açısından önemli bir adım olmuştur. Elde edilen veriler, hem yıkılan binaların sorumluluklarının belirlenmesi hem de benzer yapısal hataların gelecekte önlenmesi için kullanılabilecektir.
İnşaat ve kentsel planlama alanlarında, zemin etüdü ve yapısal analiz gibi ön çalışmaların titizlikle yapılması, can güvenliğinin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır. Bad-ı Saba Konutları örneği, bu tür önlemlerin alınmaması durumunda ağır sonuçların ortaya çıkabileceğini göstermektedir.