Olay, 22 Ekim tarihinde Adana'nın Yüreğir ilçesinde yaşanan bir ev yangınında meydana geldi. Suriyeli tarım işçisi Osman Ahmed Hüseyin, işe gitmek için evden ayrıldıktan sonra, eşi Hadice Muhammad markete gitti. Evde uyuyan çocukları Hüseyin Hüseyin (6), Şam Hüseyin (3) ve Şahad Hüseyin (1 ise yalnız kaldı.
Ailenin, çocuklarının üşümemeleri için yataklarının altına koyduğu elektrikli ısıtıcı patlayınca, evde yangın çıktı. Alevlerin arasında kalan 3 kardeş hayatını kaybetti. Komşuların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını kısa sürede söndürdü, ancak Hüseyin ve Şam dumandan zehirlenerek, Şahad ise yanarak öldü.
Soruşturma sonucunda, hamile anne Hadice Muhammad gözaltına alındı. Ancak uzun süren yargılama sürecinin ardından, Hadice Muhammad adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada, hamile anne Hadice Muhammad'in suçlu bulunmadığını, ev yangınının elektrikli ısıtıcının arızalanması sonucu çıktığını belirtti.
Bu trajik olay, iş için evden ayrılan ebeveynlerin, çocuklarını güvenli şekilde bırakmanın zorluklarını gözler önüne sermektedir. Özellikle Suriyeli göçmenlerin yaşadığı toplumsal koşullar, bu tür kazaların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır. Ailenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, uygun barınma olanaklarının bulunmaması ve güvenli bakım hizmetlerine erişimlerinin kısıtlı olması gibi faktörler, bu tür kazaların artmasına neden olmaktadır.
Yetkililerin, Suriyeli ailelerin güvenli ve sağlıklı yaşam koşullarını sağlamak için daha fazla destek ve kaynak ayırması gerektiği açıktır. Sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi, barınma ve bakım hizmetlerinin geliştirilmesi, bu tür kazaların önlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, toplumun tüm kesimlerinin, Suriyeli göçmenlere yönelik empati ve anlayış geliştirmesi de önemlidir.
Bu elim olay, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin karşılaştığı zorlukları ve güvenlik ihtiyaçlarını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Yetkililerin, bu travmatik deneyimden ders çıkararak, Suriyeli ailelerin daha güvenli ve insani koşullarda yaşamalarını sağlayacak politikalar geliştirmesi beklenmektedir.