Bir yargı organının başındaki en üst düzey kişinin böyle bir girişimde bulunması, kurumsal saydamlık ve hesap verebilirlik açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Bununla birlikte, iddiaların ne kadar ciddi olduğu ve hangi aşamada olduğu konusunda net bilgi bulunmuyor. Kerim Han'ın açıklamasından anlaşıldığı üzere, daha önce gelen üçüncü taraf iddiaları soruşturulmadan kapatılmış. Fakat söz konusu iddiaların gizlilik nedeniyle kapatılması, aslında iddiaların ciddiyeti hakkında bir ipucu vermeyebilir.
Öte yandan, mağdur olduğu iddia edilen kişinin, soruşturma yapılması seçeneğini reddetmesi de dikkat çekici bir detay. Bu durum, iddiaların gerçekliği veya ciddiyeti hakkında farklı yorumlara yol açabilir. Mağdurun iradesi, bu tür vakalar için önemli bir faktör olsa da, kurumsal soruşturmaların bağımsız bir şekilde yürütülmesi de hayati önem taşıyor.
Şu an için, Kerim Han'ın iddialarla ilgili soruşturma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve sürecin nasıl ilerleyeceği net değil. Ancak UCM gibi uluslararası bir mahkemenin başındaki ismin böyle bir girişimde bulunması, konunun ciddiyetini ve hassasiyetini gösteriyor. Sürecin saydam ve adil bir şekilde yürütülmesi, hem Kerim Han hem de kurumun itibarı açısından önem arz ediyor.
