Dervişoğlu, son zamanlarda partilerden ziyade kişilerden daha çok bahsedildiğini ve ortak geleceğimizin kurumsal politikalar yerine şahıslar üzerinden kurgulanmış bir siyasi planlamaya terkedildiğini belirtmektedir. Bu durumu, "değiştirmeye mecbur olduğumuz sistemin bize dayattığı ve asla kabul edemeyeceğimiz bir handikap" olarak nitelendirmektedir.

Yangının Gelişimi ve Müdahale Çalışmaları Yangının Gelişimi ve Müdahale Çalışmaları

Dervişoğlu'na göre, dünyanın ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan büyük bir dönüşüm yaşadığı bir dönemde, Türkiye'nin de yeniliklere açık olması gerekmektedir. Küresel çapta toplumların daha adil, eşit ve özgür bir yaşam talebi olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, bu sürecin "gücün yeniden tanımlanması" olarak adlandırılabileceğini ve ülkeleri daha da agresif hale getirdiğini belirtmektedir.

Dervişoğlu, Türkiye'nin geleceğinin, birleştirici ve kapsayıcı bir siyasetle yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Ona göre, son zamanlarda partilerden ziyade kişilerin ön plana çıkması ve ortak geleceğin şahıslar üzerinden kurgulanması, "değiştirmeye mecbur olduğumuz sistemin bize dayattığı ve asla kabul edemeyeceğimiz bir handikap"tır. Dervişoğlu, küresel çaptaki toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde Türkiye'nin de yeniliklere açık olması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin geleceğinin ancak birleştirici ve kapsayıcı bir siyasetle inşa edilebileceğini ifade etmektedir.

Kaynak: DHA