Ceyhan'da Öğretmenler Günü'nde Hediye Yerine LöSEV'e Bağış Ceyhan'da Öğretmenler Günü'nde Hediye Yerine LöSEV'e Bağış

Prof. Dr. Şen, "Dünya standartlarında balık yetiştiriciliği yapıyoruz. Avrupalıların tükettiği kalitedeki balıkları, aynı kaliteyle Türk halkı da tüketiyor. Bu nedenle yetiştiricilikle üretilen balıklar güvenle tüketilebilir" dedi. Türkiye, su ürünleri yetiştiriciliğinde dünya genelinde 17'nci sırada yer alırken, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 1'inci sıradadır. Ülkemizde yıllık toplam su ürünleri üretimi 849 bin 808 ton olarak gerçekleşirken, bunun 514 bin 805 tonu yetiştiricilikle elde edilmektedir. Ege Bölgesi, su ürünleri yetiştiriciliğinde Türkiye genelinde yüzde 61 ile birinci sıradadır. İzmir, 584 kilometrekarelik kıyı şeridiyle su ürünleri yetiştiriciliğinde Muğla'dan sonra ikinci sıradadır. İzmir'de çipura, levrek, orkinos ve granyöz gibi balıkların yetiştiriciliği yapılmaktadır. Prof. Dr. Şen, Türkiye'de kişi başı yıllık su ürünleri tüketiminin ortalama 7,3 kilogram olduğunu, bu rakamın dünya ortalamasının altında kaldığını belirtti. İç bölgelerde balık tüketiminin artırılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Şen, "Su ürünlerinin çeşitliliği artırıldığında, tüketim miktarının da yükselecektir. Ancak, mevcut üretim kapasitemizi artırmazsak, ülkemize yetmeyecektir. Üretimin 1 milyon tona çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Türkiye'nin su ürünleri yetiştiriciliğinde çipura ve levrek yetiştiriciliğinde dünya birincisi, gökkuşağı alabalığında ise ikinci sırada olduğunu belirten Prof. Dr. Şen, yetiştiricilikle üretilen balıklara karşı oluşan ön yargının azaldığını vurguladı. Prof. Dr. Şen, "Yetiştiricilikle üretilen balıkların güvenli olduğunu halkımız artık biliyor. Bu balıkların üretimi, yumurtadan başlayıp tüketiciye ulaşana kadar her aşamada titizlikle takip ediliyor. Ayrıca, bu balıklar hem bakanlık tarafından düzenli olarak hem de uluslararası sertifikasyon firmaları tarafından denetleniyor" diye ekledi. Son olarak, Prof. Dr. Şen, sürdürülebilir balıkçılığın önemine dikkat çekti. Doğal kaynakların kontrollü şekilde yönetilmesinin, su ürünleri yetiştiriciliği sayesinde doğal stokların korunmasına ve sürdürülebilirliğine destek sağladığını belirtti. Kaynakların gelecekteki kullanımının ve yönetiminin, hem su ürünleri stoklarının korunması hem de balıkçılığın sürdürülebilirliği açısından hayati olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: DHA