TOKAT HABER

Tokat'ın Taş Kültü Efsaneleri: Yüzyıllardır Süren İnanışlar

Tokat, binlerce yıllık tarihi ve kültürel geçmişiyle Anadolu'nun en zengin yerlerinden biri. Bu zenginliğin bir parçası da yöredeki halk inançları ve efsaneler. Özellikle Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip olan "Taş Kültü", Tokat'ta kendine has efsanelere konu olmuş.

Abone Ol

Tokat, binlerce yıllık tarihi ve kültürel geçmişiyle Anadolu'nun en zengin yerlerinden biri. Bu zenginliğin bir parçası da yöredeki halk inançları ve efsaneler. Özellikle Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip olan "Taş Kültü", Tokat'ta kendine has efsanelere konu olmuş.

Ayakbastı Taşı: Çocukları Yürütme İnancı
Tokat'ın Erbaa ilçesine bağlı Keçeci köyünün doğusundaki Ayakbastı Mevkii, bölge halkı tarafından önemli bir yer olarak görülüyor. Burada yer alan büyük bir kaya parçası, "Ayakbastı Taşı" olarak adlandırılıyor.

Efsaneye göre, Horasan erlerinden Keçeci Baba, Anadolu'ya geldiğinde mekân tutacağı yeri ararken, elindeki sopasını bölgeye saplayınca hemen orada su fışkırmaya başlamış. Keçeci Baba, abdestini alıp bu kaya parçasının üzerine çıkarak ezan okumuş ve namaz kılmış. Taşın üzerinde Keçeci Baba'nın ayak izleri bulunduğu için de bu bölgeye "Ayakbastı Mevkii" adı verilmiş.

Bölge halkı, yürümeyen çocuklarını bu kaya parçasının üzerine bastırarak, inançlarına göre çocukların daha sonra yürümeye başladığına inanıyor. Dolayısıyla Ayakbastı Taşı, Tokat yöresindeki "taş kültü" inancının en bilinen örneklerinden biri.

Analı Kızlı Kayalar: Dua Edip Taş Kesildiler
Tokat'ın Başçiftlik ilçesinin kuzeyindeki Yeni Yaylası'nda bulunan üç ana kaya ve çok sayıdaki kaya parçası da bölgenin önemli efsanelerine konu olmuş. Efsaneye göre, bu üç kaya anne, baba ve kızları; kaya parçaları ise onların sürülerini temsil ediyor.

Yörede "geçginci" olarak adlandırılan ve sürülerini Nisan-Mayıs aylarında yaylalara çıkaran aileler, bir defasında yaylanın çok zorlu hava koşullarıyla karşılaşmış. Kar, boran ve soğuk karşısında ne yapacaklarını şaşıran aile fertleri, hep bir ağızdan "Allah'ım bizi ya taş, ya da kuş et!" diye dua etmişler. İnanışa göre, Allah da onların bu ilk dileklerini kabul ederek aileyi ve sürüyü taş haline getirmiş.

İşte bu efsane, Tokat yöresindeki "taş kültü"nün bir başka yansıması. Zor durumda kalan insanların "taş ya da kuş olma" dilekleri, bölgedeki halk inançlarının bir parçası haline gelmiş.

Taş Mercimek Tarlası: Acılı Annenin Feryadı
Tokat'ın Zile ilçesinde, Hüseyin Gazi Tepesi'nin üzerindeki tarlaların birinde de ilginç bir efsane var. Buradaki tarlaların hepsi birbirine benzerken, bir tanesi mercimek taşlarıyla kaplı. İşte bu tarlaya "Taş Mercimek Tarlası" adı verilmiş.

Efsaneye göre, bir zamanlar bu tepenin eteğindeki köyde yaşayan yaşlı ve yoksul bir karı kocaymış. Onların da güzel bir kızları varmış. Bu kız, komşu köyden fakir bir delikanlıyla evlenip gelin gitmiş. Kısa bir süre sonra kızın kocası ölmüş ve bebek sahibi olan genç gelin, annesinin evine dönmüş.

Kızın üvey babası, zor durumda olan bu aileyi kabul etmek istememiş ancak yalvarmaları sonucu onları evine almış. Bebek hastalanınca da onu hekime götürmeyi reddetmiş. "Ben sizin karnınızı doyuramıyorum, bebeğe hiç bakamam" diyerek çıkışmış.

Bebek hastalıktan inlemeye başlayınca, adam "Hüseyin Gazi tepesindeki tarlamı kaz, mercimek ek" demiş. Genç anne, tarlayı kazıp mercimek ekmiş ancak bebek ölünce, feryadına karşılık mercimekler anında taş kesilmiş.

İşte bu efsane de, Tokat yöresindeki "taş kültü"nün bir başka önemli örneği. Zor durumda kalan insanların, Yüce Yaradan'a yaptıkları "taş ol" dilekleri, bölgedeki halk inanışlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş.

Geçmişten Günümüze Taş Kültü
Türk mitolojisinde önemli bir yer tutan "Taş Kültü", binlerce yıldır Anadolu coğrafyasında ve özellikle Tokat yöresinde varlığını sürdürüyor. Kaşgarlı Mahmud'un "Divân ü Lûgat-it Türk" adlı eserinde yer alan "Yada Taşı" kavramı, yağmur yağdırma inancıyla da ilişkilendiriliyor.

Abdülkadir İnan, "Tarihte ve Bugün Şamanizm" adlı kitabında, bu kutsal taşın çok eski dönemlerden beri Türk kamlarının ve komutanlarının elinde bulunduğunu belirtiyor. Ziya Gökalp de, "Eski Türklerde Din" yazısında, yağmur taşının tarihi ve coğrafi kaynaklarda yer aldığını vurguluyor.

Tokat yöresindeki efsaneler, bu eski Türk inançlarının günümüze kadar nasıl aktarıldığını gözler önüne seriyor. Özellikle "Taş Kesilme" motifinin sıklıkla karşımıza çıkması, Tokat halkının geçmişten bu yana taş kültüne olan bağlılığını gösteriyor.

Efsanelerde, zor durumda kalan insanların "taş ol" dilekleri ön plana çıkıyor. Bazen beddua sonucu, bazen iffetlerini ve sevgilerini korumak için, bazen de Tanrı'ya yakarış olarak ortaya çıkan bu "taş kesilme" olayları, Tokat'ın zengin halk kültürünün birer yansıması.