Uyku apnesi sendromunun, uyku sırasında solunumun durması veya yüzeysel hale gelmesi ile kendini gösteren bir uyku bozukluğu olduğunu söyleyen Dr. Yavlal, “Uyku apnesi, uyku sırasında tekrarlayan solunum durmalarına bağlı olarak vücuda yeterli oksijen gitmemesine ve uyku kalitesinin ciddi şekilde bozulmasına yol açar. Tedavi edilmediği takdirde, bu durum kalp hastalıkları da dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa yol açabilir. Özellikle santral uyku apnesi, kalp veya sinir sistemi hastalıklarıyla ilişkilidir ve solunum durması ile oksijen seviyesindeki düşüş, tüm organlar için hayati risk oluşturur” dedi.
Tıkayıcı Uyku Apnesi Daha Yaygın Görülüyor
Toplumda en yaygın olarak görülen uyku apnesi türü tıkayıcı uyku apnesi sendromu olduğunu belirten Doç. Dr. Yavlal, bu sendromun, solunum yollarının özellikle boğaz bölgesindeki fiziksel tıkanmalar nedeniyle ortaya çıktığını ve genellikle horlama ile birlikte nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterdiğini söyledi. Santral uyku apnesi ise daha nadir görülen bir durumdur ve beyin, solunumu kontrol eden sinyalleri doğru gönderemediği için solunum durması yaşanır. Her iki durumda da solunum durması ve oksijen düşüşü, organlar üzerinde ciddi risklere yol açabilir.
Fazla Kilo ve Yaşam Tarzı Uyku Apnesini Tetikliyor
Uyku apnesinin birden fazla nedeni olabilir. Doç. Dr. Figen Özdoğan Yavlal, bu durumu tetikleyen en yaygın faktörler arasında aşırı kilo, yaş, sigara ve alkol kullanımının bulunduğunu belirtti. Ayrıca genetik yatkınlığın da uyku apnesi gelişiminde etkili olabileceğine dikkat çekti. “Kilolu kişilerde, sigara içimi ile birlikte artan yağ dokusu, boğaz ve çevresindeki hava yollarını daraltarak solunumu zorlaştırır. Bu durum, ileri yaşlarda uyku apnesine yatkınlığı artırır. Alkol kullanımı ise uykuda kasların gevşemesine neden olarak solunum yollarının kapanmasına yol açabilir. Ailede uyku apnesi öyküsü olan kişilerde, bu rahatsızlığın görülme olasılığı daha yüksektir” şeklinde konuştu.
Tedavi Edilmediğinde Kalp Hastalıklarına ve Diğer Sağlık Sorunlarına Neden Olabilir
Doç. Dr. Yavlal, uyku apnesinin sadece bir uyku sorunu olmadığını ve tedavi edilmediğinde çok daha ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini vurguladı. Uyku apnesi ile ilişkilendirilen hastalıklar arasında yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, felç, diyabet gibi durumlar yer almaktadır. Uykuda ortaya çıkan solunum durmaları, oksijen seviyesinin düşmesine ve kan damarlarında basınç artışına yol açarak gece kalp krizleri ve inmelere neden olabilir. Ayrıca, uyku apnesi olan kişiler sabahları baş ağrısı ile uyanabilir. “Sabah veya gece baş ağrısı ile uyanan hastalarda uyku apnesi sendromu mutlaka sorgulanmalıdır” diye ekledi.
Unutkanlık ve Zihinsel Performans Sorunlarına Neden Oluyor
Geceleri yüksek sesle horlamanın, uyurken hava yollarındaki tıkanmalar nedeniyle ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Yavlal, her horlayan kişinin uyku apnesi geçirmediğini ancak horlama ile birlikte diğer belirtiler varsa dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. “Birçok insan uykusunda solunumunun durduğunun farkında değildir. Bu durum, genellikle kişinin yanında uyuyan biri tarafından fark edilir. Uyku apnesi olan kişiler, gün boyunca yorgunluk hissi yaşar ve sabahları dinlenmiş gibi hissetmezler. Bu, uykunun bölünmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ayrıca, uyku apnesi zihinsel performansı olumsuz etkiler. Kişi gün boyunca dikkatini toplamakta zorlanabilir ve unutkanlık yaşayabilir” dedi.
Uyku Testi ile Teşhis Konulabiliyor
Uyku apnesinin tanısı için genellikle polisomnografi adı verilen bir uyku testi uygulanır. Bu test, kişinin uyku sırasındaki evrelerini, solunum durmalarını, oksijen seviyelerini, bacak hareketlerini, uyku süresini ve kalitesini gösterir. Testin sonuçları, tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde de yardımcı olur. Uyku apnesi tedavisinin şiddetine göre değişir. Bazı durumlarda yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olurken, daha ileri vakalarda tıbbi cihazlar veya cerrahi müdahaleler gerekebilir.
Tedavi Edilmezse Ciddi Sağlık Sorunlarına Yol Açar
Doç. Dr. Yavlal, uyku apnesi olan kişilerin kilo vermelerinin, boğaz çevresindeki baskıyı azaltarak oksijenin solunum yollarından daha rahat geçmesini sağlayacağını belirtti. Ayrıca, sigara ve alkol tüketiminin apneyi tetiklediğini, sırt üstü uyumanın ise hava yollarını tıkayabileceğini ifade etti. Yan yatmanın, hava yollarının açık kalmasına yardımcı olabileceğini söyledi. Uyku apnesi tedavisinde bazı cihazlar da kullanılmaktadır. Bu cihazlar, uyurken burun bölgesine ve ağıza sürekli basınçlı hava göndererek solunum yollarının açık kalmasını sağlar. Ayrıca, bazı vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Burun veya boğazda yapısal bir sorun varsa, bu bölgelerde cerrahi müdahalelerle apne hafifletilebilir. Uyku apnesi belirtileri gösteren kişilerin mutlaka bir doktora başvurması gerektiğini vurgulayan Dr. Yavlal, tedavi edilmediğinde uyku apnesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ancak doğru teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabileceğini belirtti.