Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yalçın Kaya, “Sıcaklar aşırı olduğu için üründe çiçekler döllenme yapamadı. Aşırı sıcaklar döllenmeyi engellediği için ürün geç çiçek tutmaya başladı” dedi. Karaağaç Mahallesi'nde üreticiler, tava ciğerin yanında ana garnitür olarak sunulan acı biber için hasat mesaisine başladı. Kentin meşhur tava ciğerinin yanında adını duyuran ve sadece Yunanistan sınırındaki Karaağaç Mahallesi'ndeki tarlalarda yetişen biber, hasat edildikten sonra iplere dizilip gölgede kurutulacak. Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, aşırı sıcakların yöreye özgü Karaağaç biberini de olumsuz etkilediğini söyledi. Kaya, “Sıcaklar aşırı olduğu için üründe çiçekler döllenme yapamadı. Aşırı sıcaklar döllenmeyi engellediği için ürün geç çiçek tutmaya başladı” dedi.
'KAVURUCU SICAKLARDAN DOLAYI ÜRÜNÜMÜZ STRESE GİRDİ'
Bu yıl yaklaşık 200 ton verim beklediklerini söyleyen üretici Tunahan Ule, bölgede etkisini gösteren kavurucu sıcaklar nedeniyle, ürünün strese girdiğini, bu nedenle hasadın 1 ay geciktiğini söyledi. Kente özgü Roman havaları eşliğinde tarlada çalışan işçiler de 35 dereceyi bulan sıcak altında dans ederek stres attı. Hasadın bu yıl keyifli başladığını belirten Tunahan Ule, "Tescilli Karaağaç biberi yetiştiriyoruz. Bugün de burada hasat yapıyoruz. Hasadımız çok keyifli geçiyor. Bu sene hasadımız geç başladı. Kavurucu sıcaklarda dolayı ürünümüz strese girdi. Bu biber tamamen yerli tohum, ata tohumu. Dedemizin dedesinden kalma. O yüzden çok çabuk strese girebiliyor" diye konuştu.
Biberin yılda sadece 2 kez hasat edilebildiğini belirten Ule, "Biberimizi yılda sadece 2 kez toplayabiliyoruz. 3 kez toplayamazsınız. Buradan toplandıktan sonra imece usulüyle tek tek iplere dizilecek. Oradan sonra askıya asıp kuruma bırakıyoruz. Bu aşamada da gölgede kalması, güneş görmemesi gerekiyor. Nem olan yerde kesinlikle kurumaz. 35-40 derecede yaklaşık 1 aylık süreçte kurumuş oluyor ürünümüz" ifadelerini kullandı.
'200 TONA YAKIN VERİM BEKLİYORUZ'
Ule, "Biberimiz sadece Karaağaç Mahallesi'nde ve sınır bölgesinde yetişiyor. En büyük özelliği ince kabuklu olması. Suya yakın olan tarlalarda veya ovada yetişmiyor, sadece sınır bölgesinde yetişiyor. Edirne Tava Ciğeri'nin de en büyük yol arkadaşı. Ciğer olmazsa biber olmaz, biber olmazsa ciğer olmaz. Şu anda burada 95 dönüm ekili alanımız var. 45 kişilik ekiple beraber biber topluyoruz. Çok keyifli bir hasat geçiyor. Totalde 200 tona yakın hasat bekliyoruz. Şu anda yaş biberin fiyatı 85 TL, kuru biberin fiyatı henüz belli değil" dedi.
İŞÇİLERE DEVA-İ MİSK HELVASI İKRAMI
Edirneli şekerlemeci Arif Meriç de hasat yapılan tarlada, işçilere deva-i misk helvası ikram etti. İşçiler bir yandan Roman havalarıyla oynarken, bir yandan da helvanın tadına baktı. Biberin bin bir uğraşla toplanıp hazırlandığını dile getiren Meriç, "Burada aslında bir alın teri var. Edirne'nin tava ciğerinin yanında sunulan, dünyanın en tatlı acı biberi bin bir meşakkatle hazırlanıyor. Burada her gün çalışan kardeşlerimiz var. Biz de onlara her sabah gelip Edirne'nin deva-i misk helvasını veriyoruz. Bu topraklar çok bereketli. Dünya'nın hiçbir yerinde yetişmeyen Edirne'nin meşhur Karaağaç biberi burada yetişiyor. Dünyanın dört köşesinden gelip, Edirne'nin meşhur Karaağaç biberini tatmadan gitmiyorlar" diye konuştu.
'HEM EĞLENİYORUZ, HEM HASAT YAPIYORUZ'
İşçilerden Serpil Örs de sıcak altında hasadın zor olduğunu belirtip, artık alıştıklarını ifade etti. Örs, "Bu sıcakta hasat zor oluyor. Sonuçta can taşıyoruz ve sıcakta toprakla uğraşıyoruz. Ama biz sıcağa artık alıştığımız için hem eğleniyoruz hem hasat yapıyoruz. Günlük 700 TL yevmiye alıyoruz. Sabah 08.00'den akşam 18.30'a kadar çalışıyoruz. Her yıl yaptığımız iş olduğu için alışkınız" dedi.