Bu azalma, özellikle buğday, arpa, çavdar, yulaf ve mısır gibi önemli tahıl ürünlerinde belirginleşti. TÜİK verilerine göre, 2024 yılında buğday üretimi yüzde 5,5, arpa üretimi yüzde 12, çavdar üretimi yüzde 15,7, yulaf üretimi yüzde 4,9 ve mısır üretimi yüzde 10 oranında azaldı.
Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, bu düşüşün en önemli nedenlerinden birinin iklim değişikliği olduğunu vurguladı. Suiçmez, iklimin, kuraklık, aşırı yağışlar, don ve sel gibi doğa olaylarının üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, "Tahıl üretimi, doğa olaylarından ve iklimden doğrudan etkileniyor. Özellikle iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün artmaktadır. Üretim maliyetlerinin yükselmesi, çiftçinin hak ettiği alım fiyatlarını alamaması da bu sorunun boyutunu artıran faktörler arasında yer alıyor" dedi.
Çiftçinin Üretime Devam Etmesini Sağlamak İçin Yatırımlar Gerekli
Tahıl üretimindeki azalma, Türkiye’nin kendi kendine yeterlilik oranının düşmesine ve arz açığının ithalatla karşılanmasına yol açabilir. 2023 yılına kıyasla 2024’te tahıl üretiminin 20 milyon tona düşmesi, çiftçilerin hububat yerine farklı ürünlere yönelmesine ve bu nedenle rekoltede bir azalma yaşanmasına sebep oldu. Bu durum, gelecekte tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini ciddi şekilde tehdit edebilir.
Baki Remzi Suiçmez, bu sorunun çözülmesi için sulama yatırımlarının artırılması gerektiğini belirterek, "Sulama yatırımlarının artırılması, basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi ve kuraklığa dayanıklı tohumların ekilmesi gibi teknik önlemler alınarak üretim verimliliği artırılabilir" dedi. Ayrıca, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve alım fiyatlarının arttırılması gerektiğine de dikkat çeken Suiçmez, çiftçilerin üretime devam etme koşullarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
İklim Değişikliği ve Su Krizi, Üretimi Olumsuz Etkilemeye Devam Edecek
İklim değişikliğinin etkilerinin artacağı bir gelecekte, su krizi ve sulama sorunlarının daha da belirginleşmesi bekleniyor. Suiçmez, "Tahıl, buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi ürünler, genellikle kuru tarım alanlarında ekilen ürünlerdir. Bu nedenle sulama yatırımlarına öncelik verilmesi büyük önem taşımaktadır. Kuraklığa dayanıklı tohumlarla üretim yapılması, gelecekteki olumsuz iklim koşullarına karşı üreticiyi koruyacaktır" ifadelerini kullandı.
Tarımsal Üretim Planlaması ve Üreticinin Desteklenmesi
Suiçmez, tarımsal üretim planlamasının önemine dikkat çekerek, bu yıl yapılan bitkisel ve hayvansal üretim planlamalarının sağlıklı bir şekilde uygulamaya konulmasının kritik olduğunu belirtti. Ancak, bu süreçte bazı çekincelerinin olduğunu da dile getirdi. "Üretim artışı sağlanırken, bu artışın aynı zamanda maliyetleri düşürmesi gerekir. Patates gibi bazı ürünler tarlada kalmışken, tüketiciler pahalıya almak zorunda kalıyor. Üretim planlaması, hem üreticinin kazancını artırmalı hem de tüketiciye uygun fiyatlarla ulaşabileceği ürünler sunmalıdır" dedi.
Gelecek İçin Sürdürülebilir Tarım Politikaları Önemli
Suiçmez, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için sürdürülebilir tarım politikalarına ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. "Sürekli olarak değişen iklim koşullarına uyum sağlamak için üretim tekniklerinin, çiftçi eğitiminin ve kamu yatırımlarının artırılması gerekiyor. Bu bağlamda, Güneydoğu Anadolu Projesi gibi büyük projelere yönelik yeni bir eylem planı oluşturulmasını olumlu karşılıyoruz. Bu tür projeler, üretim desenini iklim değişikliğine göre çeşitlendirebilir ve su kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayabilir" diye konuştu.
Türkiye’nin tahıl üretimindeki düşüş, sadece iklim değişikliği ve doğal afetler gibi faktörlerden kaynaklanmıyor. Aynı zamanda, üretim maliyetlerinin artması, çiftçilerin yeterli gelir elde edememesi ve tarımsal üretim politikalarının yetersizliği de bu durumu etkileyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Üretim planlamasının ve sürdürülebilir tarım politikalarının güçlendirilmesi, Türkiye’nin kendi kendine yeterliliğini koruyabilmesi için kritik bir öneme sahip. Bu bağlamda, hem devletin hem de çiftçilerin sorumlulukları artmakta, bu sorunlarla başa çıkabilmek için kapsamlı ve uzun vadeli stratejiler gerekmektedir.