Ancak tabiri caizse ömrümüzü kısaltmış oluyoruz. Örneğin 15 yıllık ömrümüz varsa bunu 5 yıla indirmiş oluyoruz. 1985 yılında çiftçiler, 10-15 metre derinlikten su çıkarıyorlardı. Aynı yerde şu anda 150-160 metre derinliklerde su çıkarılıyor. 1985 yılıyla günümüzü mukayese ettiğiniz zaman ortalama 15 metre desek, yaklaşık olarak 10 kat suyun derinliği artmış. Bu 30 yıl sonra nereye gidecek? 30 yıl sonra 10 kat derinlikte acaba 1500 metreye inebilecek miyiz?” dedi. 'Türkiye'nin tahıl ambarı' olarak bilinen, 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya'da, yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretiliyor. Konya Ovası'nda, mayıs ayı dışında yağmur yağışının olmaması nedeniyle kuraklık tehlikesi yaşanıyor. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gezgin, Konya Ovası'nda yaşanan değişime dikkati çekerek şunları söyledi: “Türkiye genelinde bir kuraklık olayı var. Bu kuraklık Konya Ovası'nda biraz daha şiddetli. Konya ovası en yoğun tarım yapılan yerlerimizden bir tanesi. Ülkemizin gıda güvenliği açısından yapılması da gerekiyor. Tabii ki yapılırken suyun da etkin kullanılması gerekmekte. Su burada önemli. Bundan dolayı zaten ülkemizde 27 Mart 2023 tarihinde üretim planlaması Tarım Kanunu'nda bir değişiklik yapıldı. Bu ürün planlamasına bütün çiftçilerimizin uyması sağlanacak. Devletimiz bu konuda çalışmalar yaptı. Konya Ovası gibi suyun kıt olduğu yerlerde su tüketimi fazla olan bitkilerin 4 yıllık münavebe planı içerisinde bir defa veya en fazla iki defa yer almasına müsaade edecek. Şu anda böyle bir planlama olmadığı için çiftçilerimiz gelir seviyesi en yüksek olan bitki hangisi ise örneğin şeker pancarı, mısır, Konya Ovası'nda bunları görüyoruz. Üst üste aynı araziye mısır ekimi yapılıyor. İşte 5 yıl 10 yıl süreyle bile aynı arazi devamlı mısır, şeker pancarı veya patates eken çiftçilerimiz var. Bu ürünler arasındaki gelir farkını ortadan kaldıracak bir destekleme politikaları olacak” dedi.