Türkiye’ye özgü, endemik bir tür olan kasnak meşesinin bulunduğu bu orman, dünya genelinde yalnızca burada, Eğirdir ilçesinin Yukarı Gökdere köyü sınırlarında yer alan Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanı’nda doğal olarak yetişiyor. Orman, hem Türkiye hem de dünya için büyük bir öneme sahip; çünkü kasnak meşesi, kendi türüyle kurduğu doğal orman yapısı açısından dünyada sadece burada bulunuyor.
Eşsiz Doğal Miras: Kasnak Meşesi Ormanı
Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanı, 1987 yılında ‘kesin korunacak doğal sit alanı’ olarak ilan edilmiştir. Bu alan, hem Türkiye’ye hem de dünyaya özgü olan ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan kasnak meşesi ormanının tek doğal büyüme alanıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen bu bölge, 1300 hektar büyüklüğündedir ve Kovada Gölü Milli Parkı Şefliği’nin sorumluluğundadır. Alanda, kasnak meşesinin yanı sıra ardıç, çam ve sedir gibi diğer ağaç türleri de bulunmaktadır. Kasnak meşesi ormanı, bu ağaç türleriyle bir arada bulunarak zengin bir ekosistem oluşturur.
Sadece Özel İzinle Giriş Yapılabiliyor
Kasnak Meşesi Ormanı, tabiatı koruma alanı olarak koruma altına alındığı için, ormana girişler yalnızca özel izinle yapılabilmektedir. İzin, genellikle bilimsel ve eğitim amaçlı ziyaretler için verilmektedir. Bu ormanın korunmasında önemli bir rol oynayan Kovada Gölü Milli Parkı Şefi Bahaddin Uysal, bu ormanın doğada kendi başına kasnak meşesi ormanı kurabilen tek yer olduğunu belirtiyor. Kasnak meşesi, ülkenin farklı bölgelerinde münferit ağaçlar olarak bulunsa da, doğal yolla ormanlaşan tek alan burada yer almaktadır. Uysal, ormanın koruma altında olması nedeniyle ziyaretlerin yalnızca bilimsel araştırmalar ve eğitim amaçlı gerçekleştirilebildiğini ifade ediyor. Bu nedenle, Isparta Şube Müdürlüğü veya Kovada Gölü Milli Parkı Şefliği’ne yazılacak bir dilekçe ile izin almak gerekmektedir. Girişler sadece uygun görüldüğü takdirde, orman şefi veya görevlendirilen personel eşliğinde yapılabilmektedir.
Sonbaharda Efsanevi Renk Cümbüşü
Ekim ayı ortalarından itibaren kasnak meşesi ormanında, her yıl sonbaharın en güzel renklerini izlemek mümkündür. Kasım ayı sonlarına kadar devam eden bu dönemde, orman adeta bir renk cümbüşüne dönüşür. Ancak, bu eşsiz görsel şölen sadece birkaç hafta sürer. Orman, sadece bilimsel araştırmalar veya eğitim amaçlı ziyaretlerle keşfedilebilir. Bu dönemde orman, hem araştırmacılara hem de doğa tutkunlarına eşsiz bir görsel deneyim sunar. Kasnak meşesi ormanındaki sonbahar manzarası, yeşilden sarıya, turuncuya ve kırmızıya kadar uzanan tonlarıyla büyüleyici bir atmosfer yaratır.
Zengin Biyoçeşitlilik: 67 Endemik Tür
Kasnak meşesi ormanı, sadece bu endemik ağaç türüyle değil, aynı zamanda zengin biyoçeşitliliğiyle de dikkat çekmektedir. Bölgedeki bilimsel araştırmalar sonucunda, 442 bitki türü ve 23 memeli türü tespit edilmiştir. Bunlardan 67’si ise tamamen endemik türlerdir. Bu, bölgenin biyolojik çeşitliliğini ve doğanın korunmasındaki önemini gösteriyor. Bahaddin Uysal, bu alanda yapılan çalışmaların, ekosistemin daha iyi anlaşılması ve korunması için önemli olduğunu vurguluyor. Ormanın, gelecekte daha da korunarak dünya çapında tanınan bir doğal miras alanı haline gelmesi hedeflenmektedir.
Türkiye’nin İkinci En Kalın Kasnak Meşesi
Kasnak meşesi ormanı, aynı zamanda Türkiye’nin bilinen ikinci en kalın kasnak meşesinin bulunduğu yer olarak da dikkat çekiyor. 2021 yılında yapılan ölçümlerle, bu ağacın çapı 1,37 metre, çevresi ise 4,30 metre olarak kaydedilmiştir. Bu devasa ağaç, “Koca Kasnak” adıyla anılmakta ve ormanın Beşbahçe mevkiinde özel koruma altında bulunmaktadır. Koca Kasnak, bu bölgedeki diğer kasnak meşeleri ile birlikte eşsiz bir doğal miras oluşturuyor.
Kasnak meşesi ormanı, sadece bir doğal alan değil, aynı zamanda bilimsel çalışmalar ve eğitim faaliyetleri için de önemli bir merkezdir. Hem yerli hem de yabancı araştırmacılar, burada ekosistem üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor ve bölgenin korunmasına katkı sağlıyor. Kasnak meşesi ormanı, hem doğal güzellikleri hem de biyolojik çeşitliliği ile korunmaya değer bir dünya mirası olarak geleceğe taşınmaktadır.
