Özellikle yılbaşı gibi içki tüketiminin arttığı dönemlerde, sahte içki kullanımının tehlikeleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Usta, zehirlenme vakalarının hızla artmasının önüne geçilmesi için dikkat edilmesi gereken kritik noktaları vurguladı.
Sahte içki tüketen kişilerin en kısa süre içinde sağlık kuruluşlarına başvurması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Usta, “İlk 24 saat çok kritik. Metanol, karaciğerde formik aside dönüşmeye başlar ve bu dönüşüm 24 saat içinde ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Eğer metanolün kandaki seviyesi 20 miligramı geçerse, 24 saat sonra görme kaybı, bilinç kaybı ve solunum yetmezliği gibi ağır etkiler ortaya çıkabilir" dedi.
Sahte İçki Tüketimi ve Zehirlenme Riski
Sahte içkilerin içerdiği metanolün, tüketilen miktarına göre ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirten Prof. Dr. Usta, metanolün renksiz ve kokusuz bir madde olduğunu, bu nedenle içkinin sahte olup olmadığını anlamanın imkansız olduğunu ifade etti. Metanol, etil alkolle (etanol) benzer özelliklere sahip olduğu için, tüketiciler tarafından kolayca fark edilemez. Ancak, sahte içkilerde etanol yerine genellikle metanol kullanıldığı için bu içkiler büyük tehlike arz ediyor.
Prof. Dr. Usta, metanol zehirlenmesinin ne kadar tehlikeli olduğuna da dikkat çekerek, “Bir bardağın beşte biri kadar metanol içeren bir içki bile zehirlenmeye yol açar. 30 mililitre metanol tüketildiğinde, kişi ölüm riskiyle karşı karşıya kalır. Metanol, içildikten sadece 10 dakika içinde kana karışır ve 3 gün boyunca vücutta atılamaz. Akciğerlerden bir miktar atılabilse de, en büyük tehlike karaciğerin metanolü formik aside dönüştürmesinden kaynaklanır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Zehirlenmenin Aşamaları ve İlk 24 Saatin Önemi
Sahte alkollü içki tüketildikten sonra, ilk 24 saatte herhangi bir belirti görülmeyebileceğini ancak bu durumun yanıltıcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Usta, "Sahte içki tükettiğinizde, ilk 24 saat hiçbir yan etki görmemeniz normal olabilir. Ancak bu, zehirlenmediğiniz anlamına gelmez. Metanol karaciğerde formik aside dönüşmeye devam eder ve 24 saatin sonunda ciddi sağlık problemleri başlar. Bu aşamada görme kaybı, bilinç kaybı ve solunum problemleri gibi hayati tehlikelerle karşılaşabilirsiniz” dedi.
Zehirlenme sürecinin ölümle sonuçlanabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Usta, ilk 24 saatte müdahale edilmemesi halinde, zehirlenmenin geri dönüşü olmayan bir şekilde ilerleyebileceğini ifade etti. Bu nedenle, sahte alkol tüketen kişilerin derhal bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini söyledi. Ayrıca, sahte içki zehirlenmesi şüphesiyle başvuran hastaların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların her hastanede bulunmadığını belirten Prof. Dr. Usta, bu gibi durumlarda Ulusal Zehir Danışma Merkezi'nin 114 numaralı hattına başvurulması gerektiğini söyledi. Danışma hattı aracılığıyla, hastaların tedavi edilmesi gereken hastanelere yönlendirilerek gerekli ilaçların temin edileceği ifade edildi.
Sahte İçki Zehirlenmesinde Neler Yapılmalı?
Prof. Dr. Usta, sahte içki zehirlenmesi şüphesi olan kişilere yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
1. Sağlık Kuruluşuna Başvurun: Şüphe durumunda, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmak hayati önem taşır. Erken müdahale, zehirlenmenin etkilerini azaltabilir.
2. Ulusal Zehir Danışma Hattı: Zehirlenme şüphesi bulunan kişilerin 114 nolu Ulusal Zehir Danışma Merkezi hattını aramaları gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Usta, bu hattın rehberliğinde gerekli tedavi sürecine başlanabileceğini belirtti.
3. İlk Müdahale: Sahte alkol tüketimi sonrasında, zehirlenme belirtileri hemen fark edilemese de, tıbbi yardım almak için 24 saat içinde harekete geçmek büyük önem taşır.
Prof. Dr. Coşkun Usta, sahte içki tüketimi sonrasında karşılaşılan zehirlenme vakalarının genellikle çok geç fark edildiğini ve bu nedenle ölümle sonuçlanan durumların yaşandığını söyledi. Sahte içkilerin oluşturduğu risklerin halk arasında daha fazla bilinmesi gerektiğini belirten Usta, yılbaşı gibi içki tüketiminin arttığı dönemlerde vatandaşların daha dikkatli olması gerektiği uyarısını yaptı. Zehirlenmeye neden olan metanolün etkilerinin önüne geçebilmek için erken tanı ve tedavi sürecinin kritik olduğunun altını çizen Prof. Dr. Usta, bu konuda farkındalığın artırılmasının önemine dikkat çekti.