GÜNDEM

Pulur Höyük'te 7 Bin Yıl Öncesine Ulaşıldı

Erzurum Aziziye`de bulunan Pulur Höyük'teki kazılarda, 7 bin yıl öncesine ait önemli bulgulara ulaşıldı.

Abone Ol

Kazı Başkanı Doç. Dr. Rabia Akarsu, "Pulur Höyük'te Kalkolitik Çağ'dan Erken Demir Çağı sonuna kadar kesintisiz devam eden tabakalanmayı ortaya koymuş durumdayız. 2023 yılı kazıları itibarıyla bu insanların yaşam biçimleri ve geçim kaynakları hakkında önemli verilere ulaştık" dedi.

Kazılar, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle Erzurum Müze Müdürlüğü tarafından başlatıldı ve 2024 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle devam eden kazılara dönüştü. Pulur Höyük'te, Orta Çağ, Geç Tunç Çağı/Erken Demir Çağı, Erken Tunç Çağı III/Orta Tunç Çağı, Erken Tunç Çağı II, Erken Tunç Çağı I, Geç Kalkolitik Çağ ve Orta Kalkolitik Çağ tabakaları sırayla gün yüzüne çıkarıldı. Bu tabakalar sayesinde 7 bin yıl öncesine ait detaylı bilgiler elde edildi.

Doç. Dr. Rabia Akarsu, höyüğün dört yıl süren kazılarında önemli bulgular elde ettiklerini belirtti. Radyokarbon tarihlendirmeleriyle kesin sonuçların elde edilmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Akarsu, "Pulur Höyük'te Kalkolitik Çağ'dan Erken Demir Çağı sonuna kadar kesintisiz bir tabakalanma sağladık. Şu ana kadar 7 tabaka ortaya çıkardık; bunlar arasında en üstte Orta Çağ tabakası, onun altında Geç Tunç Çağı/Erken Demir Çağı, Erken Tunç Çağı III/Orta Tunç Çağı, Erken Tunç Çağı II, Erken Tunç Çağı I, Geç Kalkolitik Çağ ve Orta Kalkolitik Çağ tabakaları bulunuyor" dedi.

Kazılarda, her tabakada hayvancılıkla ilgili izler bulduklarını belirten Akarsu, Orta Kalkolitik Çağ tabakasında karbonlaşmış tohumlarla bulunan tahıl depolama siloslarının yöre halkının yerleşik düzene geçtiğini ve tarımla uğraştığını gösterdiğini söyledi. Ayrıca, Karaz kültürü tabakalarında elde edilen tunç hançer ve demir malzemelerin, bölgedeki metal üretim teknolojisinin gelişmiş olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

Doç. Dr. Rabia Akarsu, Pulur Höyük kazılarının, Karaz kültürü insanı hakkında bilgilerin artmasını sağlayacağını ve elde edilen bulguların yerleşimin sosyal yapılanması hakkında ipuçları sunduğunu vurguladı.