Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi dekanı, Erdek körfezinde dalışlar gerçekleştiren Sarı, midyenin yeniden ortaya çıktığını ve 10 ila 24 metre derinlikte büyük bulutlar şeklinde oluştuğunu belirtmiştir.
Prof. Sarı, Erdek körfezinde oluşan midyenin önümüzdeki 2-3 hafta içinde Marmara Denizi'nin geri kalanına çok büyük ihtimalle yayılabileceğini vurgulamıştır. Bu durum özellikle endişe vericidir çünkü Marmara Denizi 2021 bahar ve yazında önemli bir midye salgını ile karşılaşmış ve deniz ekosistemini ciddi şekilde tehdit etmiştir.
Prof. Sarı, durumu izlemek amacıyla Erdek körfezinde düzenli ve gönüllü dalışlar yaptığını açıklamıştır. 23 Ekim'deki son dalışında yaptığı gözlemler alarm vericidir; çünkü midyenin yeniden oluştuğunu ve yakın gelecekte Marmara Denizi'nin tamamına yayılabileceğini göstermektedir.
Marmara Denizi'ndeki bu yeni midye patlaması son derece endişe vericidir, zira bu olgu geçmişte deniz ekosistemine ciddi zararlar vermiştir. Özellikle mikromoleküllerden oluşan bu yapışkan ve kaygan maddenin hızlı yayılması, deniz canlılarını asfekte edebilmekte ve balıkçılık ile su sporları gibi insan faaliyetlerini de ciddi şekilde etkileyebilmektedir.
Bu nedenle, yetkililerin ve bilim insanlarının bu durumu yakından takip etmesi ve midyanın yayılmasını kontrol altına almak için acil önlemler alması büyük önem taşımaktadır. 2021'de olduğu gibi kontrol edilemez hale gelmeden önce hızlı müdahale ve izleme, bu hassas deniz çevresini korumak için hayati olacaktır.
Marmara Denizi'nde midye çoğalmasının bağlamı
Marmara Denizi, 2021 bahar ve yazında önemli bir midye patlaması yaşamıştır. "Deniz sümüğü" olarak da bilinen bu fenomen, başta bakteriler ve algler olmak üzere deniz mikroorganizmalarının, yüksek düzeyde kirlilik, su ısısının artması ve oksijen eksikliği gibi çevresel koşullara yanıt olarak kitlesel olarak çoğalmasıyla oluşmaktadır.
Midye, deniz yüzeyini kaplayan büyük yapışkan tabakalar halinde oluşarak deniz ekosistemini ve insan faaliyetlerini ciddi şekilde bozmuştur. Birçok balık ve diğer deniz organizmaları bu yapışkan madde nedeniyle boğulmuş veya asfikse olmuştur. Balıkçılık, denizcilik ve su sporları da önemli ölçüde etkilenmiştir.
Bu olguyu kontrol altına almak için yapılan tüm çabalara rağmen, midye sonunda Marmara Denizi'nin tamamına yayılmış ve önemli ekolojik ve ekonomik zararlara yol açmıştır. Bu ekolojik kriz, bu deniz ekosisteminin çevresel baskılara karşı ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne sermiştir.