Erzurum Atatürk Üniversitesi Oltu Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi Bankacılık ve Finans Bölümü tarafından düzenlenen '2'nci Uluslararası Finans, Bankacılık ve Sigortacılık Sempozyumu' başladı. 8 ülke, 45 üniversiteden toplam 150 akademisyenin yüz yüze ya da çevrim içi katılıp bildiri sunacağı sempozyumun paydaşlarından Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kürşat Göktürk, konuşmasında, sürdürülebilirliğin önemini vurguladı. Prof. Dr. Göktürk, "İnsanoğlunun bilim, teknik, sanayideki gelişmeyle birlikte ömrü uzuyor, popülasyonu artıyor. Bu bir yere kadar dayanabilir. İklim bilimciler, belli bir süre sonrasında yaşanabilir olmaktan çıkacak bir dünyada sadece belirli kesimlerinin yaşanabilir olabileceğinden bahsediyor. Dolayısıyla insanoğlunun buna bir önlem alması gerekiyor.
50-100 yıllık bir süre sonrası için ülkemiz bağlamında yaşanabilecek bölge bu hızla gidersek karbon salınımında Karadeniz Bölgesi olacaktır. İç bölgelerde çöl etkisi bekleniyor. Bunlar gerçekleşir gerçekleşmez bilemeyiz. Ama insanlığın artık mücadeleye başlaması gerekiyor. Bu mücadelede bankacılık sektörü önemli bir yere sahip. Çünkü ekonomideki döngüyü sağlayan para, bankacılık daha genel anlamıyla finans sektörünün bünyesine giriyor. Oradan dağılım gerçekleşiyor. Finans sektörü, işletmeleri, kuruluşları fabrikaları sürdürebilirlik bağlamında finanse etmeyi öğrenirse bu dünyanın da insanlık açısından yaşanabilir olabileceği anlamına geliyor. Bu bazen gönüllü olur, bazen zorunlu olur. Aslolan gönüllü olması. Daha ucuza, daha çevreci işletmelerden maliyetleri karşılayabilecek ürünleri elde edebilir. Olmasa da artık buna devletler müdahale edecek. Çünkü uluslararası örgütler bu yönde önemli adımlar atmış durumda. Biz de ülkemiz açısından bu tür sempozyumların bilinçlenme hem de olası sonraki adımlar açısından yararlı olacağı inancındayız" diye konuştu.
Murat Berber Kelkit Gazetesi (Özel)
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FELSEFESİ
Güvence Hizmetleri Dernek Başkanı Prof. Dr. Ganite Kurt, sürdürebilirliğin son yıllarda birçok disiplinde en popüler konulardan biri olduğunu belirtti. Panel, sempozyum, çalıştay, proje, makale ve kitapların bu tema üzerinde kurgulandığını ifade eden Ganite Kurt, şunları söyledi:
"Kirlettiğimiz, yaşanabilir olmaktan çıkardığımız bu dünyayı gelecek nesillere nasıl tekrar yaşanabilir olarak teslim edebileceğimiz, bugünün en temel sorunudur. Hedef ise işletmelerdir. Zira en büyük etkiyi işletmelerin yaptığı düşünülüyor. Sürdürülebilirlik, üç temel ayak üzerine oturtulmuş bir kavramdır. Ekonomik, sosyal ve çevresel. Biz muhasebeciler, sürdürebilirlikle ilgili raporlamadan kendimizi sorumlu tutuyoruz. Buna da finansal olmayan raporlama diyoruz. Oysaki sürdürebilirlikle ilgili bazı eylemler ölçülebilir bazıları ise ölçülemez. Sürdürebilirlik raporlaması bu anlamda muhasebecilik sistemini de önemli ölçüde etkilemektedir. Burada göz ardı edilen veya önemi tam olarak anlaşılmayan bir husus ise sürdürebilir kalkınma için eğitim, içerik ve öğrenme çıktıları ile pedagoji ve öğrenme ortamına odaklanan kapsamlı bir eğitimdir. Gerçek ekonomik gelişme tek başına sürdürebilirlikten ziyade halkın bilinçlenmesine, toplumun kavrama karşı tepkisine, özellikle eğitime bağlıdır. Yaşanabilir bir dünya için işletmelerin sürdürebilirlik eylemleri önemlidir. Bunun kadar önemli olan işletme çalışanlarının sürdürebilirlik felsefesini iş hayatına atılmadan eğitimin en başından itibaren benimseyip onu bir yaşam felsefesine dönüştürmesidir. Dünya ekonomik forumunda tartışılan konular ve araştırma sonuçlarına göre etkin olasılık boyutları açısından ilk 10 risk sıralamasında ilk sırada çevresel riskler olduğu benimsenmiştir. Yaşanabilir bir dünya için, önce eğitim sonra dönüşüm ve denetim gereklidir."