Sinan Beştaş, iş yerinde çok sevildiğini ve iş arkadaşlarının onun yokluğunda kendisini arayarak merak ettiklerini belirterek, “Hepimiz bu toplumun bir parçasıyız, lütfen bize farklı gözle bakmayın. İstediğimiz her şeyi başarırız” diye konuştu.

Sinan’ın hayatı, 2005 yılında otizm tanısı almasının ardından büyük bir değişim geçirdi. Siirt'te özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim aldıktan sonra, 2017 yılında eğitim gördüğü kurumdan iş teklifi aldı. O zamandan bu yana kurumda çalışan Sinan, burada sadece çalışan bir birey olmakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim alan çocuklara da örnek olmaya devam ediyor. Sinan, "İşe gelmediğim gün beni arayıp, soruyorlar. Burada çalışanlar beni seviyorlar. Çalışmayı seviyorum, müzik dinlemeyi seviyorum, mutlu bir hayatım var" dedi.

Husumetlisini Öldüren Sanığa Müebbet Hapis Cezası Husumetlisini Öldüren Sanığa Müebbet Hapis Cezası

Sinan, 2019 yılında evlenerek bir çocuk sahibi de oldu. Kendisinin ve ailesinin hayatını anlatan Sinan, "Bir çocuğum var, ismi Asya. İki yaşında ve ona çok güzel bir babalık yapmaya çalışıyorum. Ailemle birlikte mutlu bir hayat sürüyorum ve çalışarak topluma katkı sağlıyorum" diyerek hem işine duyduğu sevgiyi hem de ailesine duyduğu sorumluluğu vurguladı.

‘Otizmli Bireylerin Toplumdan Ayrılmaması Gerekir’

Sinan’ın çalıştığı kurumun müdürü Fehim Alakaşlı, Sinan ile tanıştıkları 2015 yılından itibaren onu eğittiklerini ve 2017 yılında iş teklifi sunduklarını belirtti. Alakaşlı, "Sinan’a, topluma daha iyi karışabilmesi için iş teklifinde bulunduk. Onun bu kurumda çalışması, sadece onun gelişimi için değil, çevresindekilerin hoşgörüsünü artırmak için de önemli oldu. Sinan, kurumda hem personellere hem de öğrencilere yardımcı oluyor. Gerektiğinde çay ve yemek dağıtıyor, bazen temizlik işleriyle ilgileniyor. Herkesle uyum içinde çalışıyor ve kurumda sevilen bir isim oldu. Sinan, sadece iş yerinde değil, aynı zamanda evinde de bir aile reisi olarak çocuğuna babalık yapıyor" dedi.

Alakaşlı, otizmli bireylerin topluma kazandırılmasının önemine de dikkat çekerek, "Sinan’ı topluma kazandırdık ve gördük ki, o bir normal birey gibi sorumluluklarını yerine getiriyor. Otizmli bireylerin toplumdan ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum. Onları topluma kazandırmak, normal bir birey olarak kabul etmek gerekiyor" şeklinde konuştu.

‘Farklılıklara Sahip Bireyleri Dışlamamalıyız’

Sinan ile aynı kurumda çalışan Psikolog Deniz Öztanık ise, Sinan ile çalışmanın kendisine kattıklarını paylaşarak, otizmli bireylerin topluma kazandırılması gerektiğini söyledi. "Yaklaşık üç aydır Sinan beyle çalışıyorum ve bu süre zarfında onunla çalışmak çok güzel bir deneyim oldu. Hoşgörümün daha da geliştiğini fark ettim. Umarım, farklılıkları olan bireyler de topluma kazandırılır ve onlara toplumda hak ettikleri yeri veririz. Onlar da bizim bir parçamız ve bizim gibi yaşamaya hakları var. Lütfen onları dışlamayalım" diyerek, toplumun hoşgörü ve kabul göstermesinin önemine vurgu yaptı.

Sinan’ın hikayesi, otizmli bireylerin toplumsal hayatta nasıl yer edinebileceğini ve potansiyellerini nasıl geliştirebileceğini gösteriyor. Sinan, hem iş yerinde hem de evdeki hayatında başardıklarıyla, topluma kazandırılmanın ve destek alarak toplumsal hayata katılmanın ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyor. Bu hikaye, toplumun tüm bireyleriyle birlikte daha hoşgörülü, anlayışlı ve kapsayıcı olmasının ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor.

Kaynak: DHA