Yürürer’in meslek hayatına veda ettiği okul ise, onu unutulmaz bir şekilde uğurlamak için çok özel bir etkinlik düzenledi. Şehit Bayram Kavcı Ortaokulu'nda çalışan 65 yaşındaki öğretmen, son ders zili çaldığında öğrencileri ve meslektaşları tarafından alkışlarla uğurlandı. Bu anlamlı an, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Öğrencilerin gözyaşları ve alkışlar eşliğinde okuldan ayrılan Yürürer, duygusal bir konuşma yaparak öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu vurguladı.
45 Yılın Ardından Veda
Hasan Zımba Yürürer, uzun yıllar boyunca binlerce öğrenciye beden eğitimi dersleri vererek onları sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirdi ve sporun önemini anlattı. Meslek hayatında 45 yılı geride bırakan Yürürer, emekliye ayrıldığı gün, 7 yıldır görev yaptığı Şehit Bayram Kavcı Ortaokulu'nda öğrencilerinin oluşturduğu alkışlarla karşılandı. Okulun koridorlarında öğrenciler, öğretmenlerini alkışlarla uğurlarken, bazı öğrenciler duygusal anlar yaşayıp gözyaşlarını tutamadılar.
Yürürer, öğretmenlik hayatına veda ettiği bu anlamlı günde duyduğu duyguları şu şekilde dile getirdi: "Çocukların yapmış olduğu olay çok bambaşka bir şeydi. Alkışların eşliğinde, kalbim ağzımda inanılmaz bir duygu yaşadım. 3 kat yukarıya çıktım; ama nasıl çıktığımı bilmiyorum. O kadar keyifliydi ki, bu duyguyu anlatmak gerçekten çok zor."
Futbolculuktan Öğretmenliğe Geçiş
Hasan Zımba Yürürer’in öğretmenlik kariyeri, yalnızca okulda öğretmenlik yapmakla sınırlı kalmadı. Yürürer, aynı zamanda 1981 yılında Türkiye Kupası’nı kazanan MKE Ankaragücü futbol takımının da bir parçasıydı. O dönemde futbolculuk yapan Yürürer, futbol hayatının ardından öğretmenlik mesleğine adım atarak, çocuklara dokunmanın, onlara yol gösterip hayatlarına anlam katmanın önemini kavradı. Bu geçişin onun hayatında büyük bir değişim yarattığını ifade eden Yürürer, "Futboldan sonra öğretmenlik bana farklı geldi. Çocuklara dokunmam gerektiğini hissettim ve sonuçta 45 yıl geçti. 65 yaşına geldiğimde, artık emekli olmak zorundasınız" diyerek, meslek hayatında geçirdiği yıllara dair hislerini aktardı.
“Öğretmenlik Çok Kutsal”
Yürürer, öğretmenlik mesleğinin onun için sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi olduğunu belirterek, "Öğretmenlik çok kutsal bir şey. Aslında ben 65 yaşındayım ama hala öğretmenliği öğreniyorum. İlk başlarda öğrencilere sadece öğretmek istedim; ama zamanla onlara kendi çocuğum gibi bakarak onların hayatlarına dokunmaya başladım. Öğretmenlik, insanın ruhunu besleyen, anlamlı bir meslek. Çocuklarımı her yıl mezun ediyordum; ama bu sene onlar beni mezun etti. Bu çok farklı bir duygu" dedi. Yürürer, duygusal anlarını paylaşırken, öğrencilerinin kendisine verdikleri değer ve minnettarlığın, meslek hayatındaki en güzel ödüllerinden biri olduğunu ifade etti.
“Çocukların Gözlerindeki Parıltıyı Görmek, Her Şeye Değer”
Öğrencilerine dokunmanın, onlarla bir bağ kurmanın öğretmenlik mesleğinin en değerli yanlarından biri olduğunu söyleyen Yürürer, "Çocukların gözlerindeki o parıltıyı görmek her şeye değer. Onların gözlerinde başarının, öğretmenin işini yapmanın gururunu görmek çok özel bir duygu" dedi. Öğrencilerinin ve okul yönetiminin ona düzenlediği anlamlı veda organizasyonu, Yürürer’in hayatında unutulmaz bir anı olarak kaldı. Okul yönetimi, öğretmenlerinin son gününde ona şerefine özel bir yemek düzenlerken, öğrenciler de kalabalık bir şekilde alkışlarla veda etti.
“Öğretmenlik, Geçen Zamanın Bile Değerini Artırıyor”
Yürürer, öğretmenliğin hayatına kattığı anlamı şu şekilde özetledi: “Öğretmenlik, insanı sadece meslek olarak değil, bir yaşam biçimi olarak geliştiriyor. Geçen her yıl, öğretmenlik daha da kıymetli hale geldi. Öğretmenlik benim için sadece ders vermek değil, öğrencilerime yaşam öğretisi sunmak, onların hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı olmak anlamına geliyordu. Bugün bu çocukları mezun ederken, her birinin geleceği için umut doluyorum. Onlar bana çok şey kattı. Her öğrencimle farklı bir yolculuğa çıktım, her birinin hayatına bir dokunuşta bulundum. Bu meslek gerçekten çok özel ve kutsal.”
Hasan Zımba Yürürer'in duygusal veda anı, öğrencilerin gözlerindeki minnettarlık, meslektaşlarının saygı dolu bakışları ve okulun alkışları eşliğinde unutulmaz bir anı olarak kalacak. 45 yıl boyunca binlerce çocuğa hayatı öğretmiş olan bu değerli öğretmenin son ders günü, öğretmenlik mesleğinin ne kadar büyük bir sorumluluk ve aynı zamanda bir ödül olduğunu bir kez daha gösterdi.