Ziyaretin amacı, bu bölgedeki tarihi kalıntıların korunması ve gelecek nesillere aktarılması için yapılması gerekenler hakkında bilgi edinmekti. Kafilede yer alan Erken Devir Türk Sanatı ve Türk Mitolojisi uzmanı, Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, başta Şivet Ulaan Ata Tapınağı olmak üzere, birçok önemli alanda incelemelerde bulundu.
Prof. Dr. Çoruhlu, ziyaret ettiği bölgelerdeki tahrip olmuş kalıntılar hakkında bilgi vererek, bu alanların korunması için bir proje yapılması gerektiğini vurguladı. "Şivet Ulaan Ata Tapınağı, oldukça zorlu bir alanda bulunmasına rağmen büyük bir öneme sahip. Fakat koruma çalışmaları yapılmadığı için çok kötü bir durumda. Bu kalıntıların korunması için mutlaka bir koruma projesi başlatılmalı," diyerek, uzmanlar olarak bu konuda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Ziyaret ettikleri bölgeler arasında Göktürk devrine ait Koşo Tsaydam bölgesinde bulunan Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk anıtlarının kalıntıları da vardı. Ancak, Çoruhlu ve ekibi, bu önemli eserlerin bir kısmının müzeye taşındığını ve yerinde korunamadığını belirtti. Ayrıca, Orhun Vadisi’ni ziyaret ettiklerini ve bu bölgenin, Türk tarihi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti. "Orhun Vadisi'ni gezmek büyük bir heyecandı, çünkü bu bölge, Türklerin kadim tarihinin en önemli izlerini taşıyor," dedi.
Bölgedeki geyik taşları alanını da ziyaret eden bilim insanları, burada yer alan taş heykellerin erken Türk kültürünü yansıttığını ve bu tür eserlerin, Türklerin inançlarını ve yaşam tarzlarını anlamamızda önemli bir kaynak sunduğunu belirtti. Prof. Dr. Çoruhlu, ayrıca Duha Türkleri'nin Tuva Türklerinin soyundan geldiğini ve bu halkla yapılan görüşmelerin, Türklerin tarihî ve kültürel bağlarını anlamada önemli bilgiler sağladığını da sözlerine ekledi.
Ziyaretin sonunda, Moğolistan’daki Türk Büyükelçiliği ile görüşen bilim insanları, bu önemli kalıntıların korunması ve yaşatılması için yapılması gereken projeler hakkında fikir alışverişinde bulundular. Prof. Dr. Çoruhlu, bu gezinin, Türk kültürünün ve tarihinin korunmasına yönelik önemli adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade etti.
