39 yıllık hekimlik kariyerinin 31 yılını yenidoğan uzmanı olarak geçiren Prof. Dr. Ovalı, 500-600 gramlık minik bebekleri yaşatmak için gece gündüz özveriyle çalışan hekim ve hemşirelerin durumunu anlattı.
Prof. Dr. Ovalı, bir gece bir bebeğin durumu ağırlaştığında, o dönemde 4,5 yaşında olan kızını evde yalnız bırakarak hastaneye koşmak zorunda kaldığını belirterek, bu anıyı paylaşırken gözyaşlarına hakim olamadı. Yenidoğan hekimlerinin acil durumlarda hızla hastaneye ulaşmak için kaza riski altında araç kullandığını vurguladı. Ayrıca, bir avuç yozlaşmış kişinin neden olduğu olumsuz algının, tüm hekim ve hemşireleri töhmet altında bıraktığını ifade etti.
2000'li yılların başında her bin bebekten 22'sinin yenidoğan döneminde kaybedildiğini, şimdi ise bu oranın binde 9'a düştüğünü, bunun yenidoğan hekim ve hemşirelerinin başarıları sayesinde gerçekleştiğini belirtti. Prof. Dr. Ovalı, yenidoğan uzmanı olmak için tıp fakültesi sonrası iki kez ihtisas, üç kez mecburi hizmet yapılması gerektiğini, ayrıca özel eğitimli hemşirelerin 7/24 bebeklerin başında bulunduğunu kaydetti. Bu süreçlerin hepsinin, yenidoğan sağlığını koruma çabalarının bir parçası olduğunu dile getirdi.