İlk olarak, Salı gününde Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Daha sonra, ertesi gün akşam saatlerinde ise ülke genelinde telsiz patlamaları yaşandı. Bu saldırıların hedefi Hizbullah üyeleri ve onların iletişim sistemleri olmuş gözüküyor.
Demircan'ın belirttiği üzere, "ne siber saldırı diyebiliriz ne de tam olarak cihazlara müdahale diyebiliriz." Bu durum, saldırının karmaşık ve çok yönlü bir doğası olduğunu gösteriyor. Demircan'a göre, saldırganlar önce cihazlara uzaktan erişim sağlamışlar ve daha sonra bu cihazları patlatmışlar.
Önemli bir nokta da, patlayan telsiz modellerinin Lübnan'da kullanılan modeller olmadığı. Demircan, "Patlayan telsiz modelleri bizim ülkemizde kullanılan modeller değil" diyerek, bu telsizlerin Lübnan'da kullanılanlardan farklı olduğunu vurguluyor.
Bu saldırının arkasında kimlerin olduğu henüz netlik kazanmamış olsa da, Hizbullah üyelerinin hedef alınması dikkat çekici. Lübnan'daki gerginlikler ve güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu saldırının da bu bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, Lübnan'da yaşanan telsiz patlamaları oldukça karmaşık ve çok yönlü bir saldırı olarak görünüyor. Saldırganlar önce cihazlara uzaktan erişim sağlamış, daha sonra da bu cihazları patlatmışlar. Ayrıca, patlayan telsiz modellerinin Lübnan'da kullanılan modellerden farklı olması da dikkat çekici bir detay. Bu olayın arkasındaki nedenlerin ve sorumlularının net bir şekilde ortaya çıkarılması için daha derinlemesine bir inceleme gerekiyor.
