GÜNDEM

Kuşların Afrika'ya Göçü Mersin'de Görsel Şölen Sunuyor

Avrupa'dan Afrika'ya göç eden kuşlar, Mersin'de dinlenme ve mola yaparak bölgenin semalarını görsel bir şölene dönüştürüyor.

Abone Ol

Her yıl ilkbaharda Afrika’dan Avrupa'ya göç eden kuşlar, sonbaharda tersine yolculuk yaparak Afrika'ya dönüyor. Mersin, bu dönemde özellikle leylek, küçük akbaba, kartal, şahin ve turna gibi süzülerek göç eden kuşların mola noktası haline geliyor. Bu doğal gösteriyi takip eden Doğa Derneği Sorumlusu Turan Çetin, Avrupa ve Afrika arasında göç eden binlerce kuşun, bu yolculukta Anadolu’yu kullandığını belirtti.

Gündüz Göçü ve Dinlenme Noktaları

Göçmen kuşların yaklaşık 10 bin kilometrelik uzun bir yolculuğa çıktığını söyleyen Çetin, “Mersin bölgesinde ağustos ayının başından eylül sonuna kadar büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Anadolu'da binlerce yıldır süregelen Avrupa-Afrika göç yolunun tam ortasında bulunuyoruz. Özellikle leyleklerin göçü gündüzleri gerçekleşiyor çünkü geceleyin güneş ışığı ve ısı eksikliği nedeniyle dinlenmek zorundalar” şeklinde konuştu.

Leyleklerin Mersin'e Geliş Nedeni

Çetin, leyleklerin Mersin’i tercih etmesinin nedenleri arasında bölgedeki çöplükler ve büyük çam ağaçlarının etkili olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra, Mersin’de nesli tükenme tehlikesi altında olan ve hassas türler arasında yer alan küçük akbaba, şah kartal ve yılan kartal gibi kuşların da göç ettiği ifade edildi. Bu kuşlar, deniz üzerinden geçemedikleri için Anadolu’yu geçip, İskenderun Belen ve Hatay’dan Afrika’ya yöneliyorlar. Bu göç, binlerce yıldır devam eden bir doğal süreç.

Göç Esnasında Kuşların Karşılaştığı Tehlikeler

Süzülerek göç eden uzun kanatlı kuşlar için habitat kaybının büyük bir tehlike oluşturduğunu belirten Turan Çetin, “Geçmişte göç yolları üzerindeki göllerin kuruması, dinlenme alanlarının şehirleşmesi ve yasa dışı avcılık gibi faktörler kuşların göçünü tehdit ediyor. Her göç yolculuğu başlangıçta 700-800 bin kuş ile başlarken, sonrasında bu sayı 400-500 bine düşüyor ve maalesef 300 bin kuş bu süreçte hayatını kaybediyor. Anadolu, bu kuşlarla binlerce yıldır uyumlu bir yaşam sürmüştür ve bu göçlerin takip edilmesi önemlidir. Örneğin, dünyanın ilk leylek hastanesi 1900’lü yıllarda Bursa’da kurulmuştu. Bu nedenle, göç sırasında kuşları rahatsız etmemeli ve bilim insanlarına destek olmalıyız” dedi.