Tahtalı Barajı'nda geçen yıl bu dönemde yüzde 31,07 olan su seviyesi, bugün yüzde 16,83'e kadar gerilemiştir.  Bu durum, İzmir'in su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan bu barajda tehlike çanlarının çaldığını göstermektedir.

İzmir'in su ihtiyacı, Tahtalı, Balçova, Ürkmez, Güzelhisar, Gördes ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarından ve yer altı kaynaklarından karşılanmaktadır.  Ancak bölgede yaşanan kuraklık nedeniyle tüm bu barajlardaki su oranlarında düşüş gözlenmiştir. Özellikle Tahtalı Barajı'nda su seviyesinin bu denli düşük seviyelere inmesi, İzmir halkının su güvenliği açısından ciddi endişelere yol açmaktadır.

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesinin 2008 yılı sonrası en düşük seviyeye geldiğine dikkat çekmektedir.  Bu durum, İzmir'in su kaynaklarının giderek tükenmekte olduğunu ve kentin su güvenliği açısından tehlike altında olduğunu göstermektedir.

Kuraklığın Nedenleri ve Etkileri

Bölgede yaşanan kuraklığın temel nedenleri arasında iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışları ve yağış rejimindeki değişiklikler yer almaktadır. Uzmanlar, Ege Bölgesi'nde son yıllarda gözlenen sıcaklık artışlarının ve yağış miktarlarındaki dalgalanmaların, barajlardaki su seviyelerinin düşmesine neden olduğunu belirtmektedir.

Kuraklığın etkilerinin giderek arttığı İzmir'de, su kaynaklarının azalması hem tarımsal faaliyetleri hem de kentsel su tüketimini tehdit etmektedir. Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesinin düşmesi, kentin yüzde 44'lük su ihtiyacını karşılayan bu kritik kaynağın işlevini yerine getirmesini zorlaştırmaktadır.  Dolayısıyla, İzmir halkının su temini konusunda ciddi sıkıntılar yaşaması kaçınılmaz görünmektedir.

Çözüm Önerileri

İzmir'in su güvenliğini sağlamak için acil önlemler alınması gerekmektedir. Uzmanlar, kısa vadede su tasarrufu kampanyaları, su kaçaklarının önlenmesi ve alternatif su kaynaklarının devreye alınması gibi adımların atılmasını önermektedir. Ayrıca, iklim değişikliğine uyum sağlama stratejileri kapsamında, su verimliliğini artıracak altyapı yatırımları ve yağmur suyu toplama sistemlerinin geliştirilmesi de önemli çözüm önerileri arasında yer almaktadır.

Uzun vadede ise, sürdürülebilir su yönetimi politikalarının hayata geçirilmesi ve İzmir'in su ihtiyacının farklı kaynaklardan karşılanması gerekmektedir. Yerel yönetimler, ilgili kamu kurumları ve uzman kuruluşlar arasında etkin bir koordinasyon sağlanması da İzmir'in su güvenliğini sağlamak için kritik önem taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AB Delegasyon Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski'yi Kabul Etti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AB Delegasyon Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski'yi Kabul Etti

Sonuç olarak, İzmir'in ana içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesindeki endişe verici düşüş, kentin su güvenliğini tehdit etmektedir. Kuraklığın etkilerinin giderek artması, acil önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Sürdürülebilir su yönetimi stratejilerinin hayata geçirilmesi, İzmir'in su sorununu kalıcı olarak çözmek için önemli bir adım olacaktır.

Kaynak: DHA