Öztürk, asgari ücretin üzerindeki ek yüklerin mutlaka kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, bu düzenlemenin gelir dağılımı adaletine katkı sağlarken, aynı zamanda enflasyonu olumsuz yönde etkilemeyecek bir düzeyde olması gerektiğini belirtti. “Ben 25 bin TL’yi asla yüksek bir rakam olarak görmem,” diyen Öztürk, işverenlerin asgari ücret konusunda “çok” dediği, çalışanların ise “yetersiz” bulduğu bir ortamda, işçi ve işveren arasındaki ücret dengesinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
Öztürk, ayrıca asgari ücretin sadece ulusal düzeyde değil, bölgesel ve sektörel olarak da farklılıklar göstererek belirlenmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Bu anlamda, Konya’daki ağır sanayi sektöründe çalışan bir işçi ile oteldeki bir kominin aynı asgari ücreti almaması gerektiğini savundu. Bölgesel ve sektörel farklılıkları dikkate alarak, her bölgenin ve sektörün kendine uygun bir asgari ücret düzenlemesi yapması gerektiğini ifade etti. Bu düzenlemenin, Türkiye'nin ekonomik dinamiklerine uygun ve hassas bir şekilde ele alınması gerektiğine inandığını belirten Öztürk, bu konuda yapılacak adımların dikkatle planlanması gerektiğini vurguladı.