Adnan Yılmazel’in kızı Avukat Senem Yılmazel’in açtığı dava, Türkiye’de sigara şirketlerine karşı açılan tazminat davalarındaki önemli bir kilometre taşı oldu. Yılmazel, "Evet, bu karar bir emsal oluşturuyor ama ben babamın hayatta olmasını tercih ederdim" diyerek, hukuk zaferinin duygusal yönünü de dile getirdi.
Babası Sigara Bağımlılığına 50 Yılını Vermişti
Adnan Yılmazel, uzun yıllar boyunca sigara bağımlılığıyla mücadele etmişti. 12-13 yaşlarında sigaraya başlamış ve 50 yılı aşkın süre boyunca günde 3 paket sigara içmişti. 2010 yılında akciğer hastalığı belirtileri ortaya çıkmaya başlamış, ardından 2017 yılında KOAH ve akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmişti. Kızının, babasının ölümüne sebep olan hastalığa sigaranın etkisinin olduğunu iddia ederek açtığı dava, adaletin tecelli etmesi açısından bir dönüm noktası oldu.
Avukat Senem Yılmazel’in Hukuki Mücadelesi
Avukat Senem Yılmazel, babasının ölümüne yol açan hastalığın sigara tüketimi ile doğrudan ilişkili olduğunu savundu ve sigara üreticisi firmayı Ankara 11. Tüketici Mahkemesi'ne dava etti. Dava dilekçesinde, babasının sigara bağımlılığı nedeniyle KOAH hastalığının ortaya çıktığı, sigara firmalarının zararları gizleyerek tüketicilere zararlı ürünler sundukları belirtildi. Ayrıca, sigara paketlerindeki uyarıların yeterli olmadığını, yalnızca içeriğinde bulunan zararlı maddeler hakkında sınırlı bir bilgilendirme yapıldığını dile getirdi.
Yılmazel, davalı sigara şirketinin şirket politikaları çerçevesinde, tütün ürünlerinin insan sağlığına verdiği zararları gizleyerek, bağımlılık yapan maddelerle piyasada satış yapmayı sürdürdüğünü ifade etti. Bunun yanı sıra, sigaranın bağımlılık yaratan özelliği ve kişisel irade ile bırakma çabalarının çoğu zaman başarısız olmasının, sigara şirketlerinin sorumluluğunda olduğunu belirtti. Yılmazel, davalı şirkete karşı 1 milyon TL manevi tazminat talep etti.
Şirketin Savunması: "Zaman Aşımı" ve "Kusursuzluk" İddiaları
Davalı şirketin avukatı, tütün ürünlerinin üretimi ve satışı ile ilgili tüm mevzuata uygun hareket ettiklerini savundu ve davayı reddetti. Şirketin avukatı, sigaranın bağımlılık yapıcı özelliklerine rağmen, kullanıcının iradesinin devreye girerek sigarayı bırakmayı başaramadığını, dolayısıyla şirkete herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini iddia etti. Ayrıca, davanın zaman aşımına uğradığını ve daha önce benzer davaların reddedildiğini belirterek, mahkemenin yetkisiz olduğunu öne sürdü.
Bilimsel Raporlar ve Uzman Görüşleri
Mahkemeye sunulan raporlarda, Türk Toraks Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği'nin hazırladığı görüşler yer aldı. Türk Toraks Derneği tarafından sunulan raporda, sigara dumanında bulunan yaklaşık 7 bin kimyasal maddenin 70'inin kanserojen olduğunun bilindiği ve KOAH’ın sigara ile doğrudan ilişkilendirilen bir hastalık olduğu ifade edildi. Türkiye Psikiyatri Derneği'nin raporunda ise sigaradaki nikotin maddesinin, diğer bağımlılık yapan maddeler gibi beyin üzerindeki etkilere neden olduğu ve sigara kullanımının bir bağımlılık bozukluğu olarak kabul edildiği aktarıldı.
Bu bilimsel veriler, davanın sağlam temellere dayandığını ve sigara üreticilerinin kullanıcılar konusunda yetersiz bilgilendirme yaptığını ortaya koydu.
İlk Derece Mahkemesi: 10 Bin TL Tazminat
İlk derece mahkemesi, Adnan Yılmazel’in ölümüne neden olan KOAH ve akciğer kanseri hastalıklarının, uzun yıllar boyunca süregelen sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğini kabul etti. İstanbul Adli Tıp Kurumu raporuna dayanarak, sigaranın bu hastalıklara yol açtığına karar veren mahkeme, sigara üreticilerinin tüketicileri yeterince bilgilendirmediğini belirtti.
Ancak, mahkeme, davanın kısmi kabulü ile 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bu miktarın, olayın vahameti ve tütün şirketlerinin sorumluluğu ile orantısız olduğu düşünülse de ilk derece mahkemesi, başvurulan tazminat tutarının bu kadar düşük olmasına karar verdi.
İstinaf Mahkemesi: 10 Bin TL Yetersiz Bulundu
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin verdiği 10 bin TL’lik tazminat kararını yetersiz buldu ve tazminat miktarını artırarak 500 bin TL olarak belirledi. İstinaf mahkemesi, manevi tazminatın belirlenmesinde, mağdurun sosyal ve ekonomik durumu, yaşadığı elem ve ızdırabın derecesi, başvuran kişinin toplumdaki yeri ve bu olayın ciddiyeti gibi faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Kararda, manevi tazminatın sadece tatmin edici bir düzeyde olması gerektiği, ancak aynı zamanda zenginleşme aracı olmaması gerektiği ifade edildi.
Avukat Senem Yılmazel’in Açıklamaları: "Babamın Hayatta Olmasını Tercih Edirdim"
Davanın sonucu üzerine Avukat Senem Yılmazel, kazandığı davayı büyük bir hukuki zafer olarak nitelendirse de duygusal açıdan zorlandığını belirtti. Yılmazel, "Babam 12-13 yaşlarında sigara içmeye başlamıştı. Hastane raporlarında da KOAH nedeniyle hastalanmış olduğu yazıyor. Bilimsel makaleleri inceledim, adli tıp raporları, hastane belgeleri ve diğer delilleri birleştirerek bu davayı açtım. Elbette, bu emsal bir karar; fakat ben babamın hala hayatta olmasını tercih ederdim" dedi.
Yılmazel, sigaranın sadece bağımlılık yapıcı değil, aynı zamanda hayatı olumsuz şekilde etkileyen bir madde olduğunu vurgulayarak, özellikle genç yaşlarda başlayan sigara kullanımının büyük riskler taşıdığını ifade etti. "Babam çok çaba harcadı, fakat sigarayı bırakmayı başaramadı. Sonunda, sigara yüzünden hastalandı ve hayatını kaybetti. Bu karar, tütün üreticilerinin sorumluluğunu ortaya koyan bir dava olmuştur" diye konuştu.
Sonuç: Hukuki Emsal ve Toplumsal Mesaj
Bu dava, sigara üreticileri ve tüketici hakları konusundaki bilinçlenmeye önemli bir katkı sağlamıştır. Yılmazel ailesi, yaşadıkları büyük kaybın ardından hukuki bir zafer kazanmış olsa da, kazanılan tazminat kararının, sigaranın tehlikeleri konusunda topluma önemli bir mesaj verdiğini ifade etmektedir. Tütün şirketlerinin sorumluluğu, bu karar ile bir kez daha gündeme gelmiş ve hukuk nezdinde tartışılmaya devam edecektir.