İstanbul Boğazı, coğrafi konumu ve yoğun deniz trafiği nedeniyle denizcilik sektörünün en önemli noktalarından biridir. Her yıl binlerce ticari ve yolcu gemisi bu dar ve zorlu boğazdan geçmekte, bölgedeki tüm faaliyetler yakından takip edilmektedir.
Verilen örnekte, İsrail'den Bulgaristan'a seyir halindeki 106 metre boyundaki kuru yük gemisi, İstanbul Boğazı Akıntıburnu açıklarında arıza yapmıştır. Bu arıza nedeniyle, boğaz çift yönlü trafiğe kapatılmış ve bölgeye kurtarma römorkörleri yönlendirilmiştir.
Boğaz trafiğinin çift yönlü olarak askıya alınması, bölgedeki tüm deniz faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Ticari gemilerin ve yolcu vapurlarının seferleri gecikebilmekte, limanlara ulaşımda aksamalar yaşanabilmektedir. Ayrıca boğaz geçişini beklemeye alınan gemiler, yakıt ve personel masraflarına katlanmak zorunda kalmaktadır.
Benzer sorunlar, geçmişte de İstanbul Boğazı'nda sıklıkla yaşanmıştır. Örneğin, Haziran 2022'de Haydarpaşa Limanı'na yanaşmak üzere boğazdan çıkan PD-30 isimli yüzer havuzun arızası nedeniyle boğaz trafiği çift yönlü olarak durdurulmuştu.
Yine Eylül 2023'te, Haydarpaşa Mendireği önlerinde makine arızası yaşayan "Alexis" isimli 229 metre boyundaki yük gemisi, karaya oturmuş ve boğaz trafiğini aksatmıştı.
Bu tür arızalar ve kazalar, bölgedeki deniz trafiğinin güvenliğini tehlikeye atmakta, çevre kirliliği risklerini artırmakta ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Özellikle İstanbul Boğazı gibi dar ve yoğun kullanılan su yollarında, gemilerin teknik bakım ve onarımlarının düzenli yapılması, can ve mal güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğinin çift yönlü olarak askıya alınması, bölgenin kritik deniz ulaşım güzergahı için ciddi aksamalara yol açmaktadır. Bu tür sorunların önlenmesi ve deniz trafiğinin güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için, gemi işletmecilerinin ve yetkili kurumların yakın işbirliği içinde çalışması gerekmektedir.