Cevabında Araghchi, AB'yi Gazze'deki "soykırıma" ve Lübnan'daki "katliamlara" verdiği açık destek nedeniyle eleştirdi; Avrupa'nın insan hakları savunma konusundaki tutumlarının tutarlılığını sorguladı.
Gerçekten de Gazze ve Lübnan'daki insani durum son derece endişe verici olup, Filistinli ve Lübnanlı sivillerin yaşadığı kayıplar uluslararası düzeyde yoğun tartışmalara yol açmaktadır. AB, bu çatışmalarla ilgili olarak gerçekten de nüanslı tutumlar benimsemiştir; bu durum bazı gözlemciler tarafından kararsızlık olarak yorumlanabilir.
Ancak, Avrupa'nın desteğini "soykırım" veya "katliam" olarak nitelendirmek yanlıştır. AB, bu bölgelerde gerçekleştirilen şiddetleri defalarca kınadı ve uluslararası insancıl hukuka saygı çağrısında bulundu. Aynı zamanda, etkilenen topluluklara önemli insani yardım sağlamıştır.
Pozisyonları, bu karmaşık çatışmaların çözümündeki zorlukları yansıtmaktadır; sorumluluklar genellikle farklı taraflar arasında paylaşılmaktadır. AB, insan hakları savunma ilkelerini jeopolitik ve güvenlik kaygılarıyla uzlaştırmak zorundadır, bu da onu nüanslı bir yaklaşım benimsemeye yöneltmektedir.
Jamshid Sharmahd'ın idamı, AB'den sert bir kınama aldı; bu durumu "kabul edilemez" olarak nitelendirerek misilleme önlemlerini gözden geçireceğini açıkladı. AB, idam cezasını temel insan hakları ihlali olarak görmekte ve hüküm giymiş kişinin uyrukluğuna bakılmaksızın buna karşı çıkmaktadır.
Bu nedenle, Avrupa'nın tutumları bazen anlaşılması güç veya çelişkili görünse de, jeopolitik zorluklar içinde farklı çıkarları uzlaştırmaya yönelik karmaşık bir yaklaşım çerçevesinde şekillenmektedir. AB'yi "ikiyüzlü" olarak nitelendirmek, İran bakanından gelen aşırı ve basite indirgeyici bir eleştiri gibi görünmektedir.