Yanık, İstanbul Sözleşmesi'nin tamamen bir çerçeve metin olduğunu ve ülkelerin bu çerçevede kendi eksikliklerini tamamlaması gerektiğini belirtti.
Yanık, İstanbul Sözleşmesi'nin varlığına rağmen kadın cinayetlerinin devam ettiğini, sözleşmenin olmadığı dönemlerde de kadın cinayetlerinin yaşandığını ifade etti. Dolayısıyla Yanık, İstanbul Sözleşmesi'nin tek başına kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yeterli olmadığını vurguladı.
Yanık, kadına yönelik şiddetle mücadelede üç temel unsura dikkat çekti: Önleyici tedbirler, toplumsal farkındalık ve yargısal düzenlemeler. Yanık, yargısal düzenlemelerde iyileştirme ihtiyacı olduğunu, bunu da önümüzdeki yargı paketinde değerlendireceklerini belirtti.
Ancak Yanık, kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli tarafının toplumsal farkındalık ve önleyici tedbirlerin uygulanması olduğunu vurguladı. Yanık, "AK Parti, kadınlara önem vermiyor" iddialarına da yanıt vererek, hükümetin bu konuda çalışmalar yaptığını ve kadınların haklarını korumak için çaba sarf ettiğini ifade etti.
Yanık'ın açıklamaları, İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki rolünü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sözleşmenin bir çerçeve metin olduğu ve ülkelerin kendi iç düzenlemeleriyle bunu tamamlaması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, sözleşmenin varlığına rağmen kadın cinayetlerinin devam ettiği gerçeği de dile getirilmiştir.
Yanık, kadına yönelik şiddetle mücadelenin farklı boyutlarına dikkat çekmiş ve bu konuda yalnızca yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını, toplumsal farkındalık ve önleyici tedbirlerin de önemli olduğunu belirtmiştir. Hükümetin bu konudaki çalışmalarına da vurgu yapan Yanık, kadınların haklarının korunması için çaba sarf edildiğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık'ın açıklamaları, İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki rolü ve hükümetin bu konudaki çabaları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.