4 kişi ise yaralandı. Lüks otomobili ile arızalanan ATV’ye çarparak bir kişinin ölümüne 4 kişinin de yaralanmasına neden olan 17 yaşındaki T.C. annesi yazar Eylem Tok tarafından kazadan 4 saat sonra İstanbul Havalimanı’nda çıkış yaparak yurt dışına kaçırıldı. DHA olarak Kemerburgaz'daki kaza haberini ilk biz girdik. Demirören Medya grubundaki hiçbir yöneticiye söz konusu haberin yapılmaması yönünde bir talep olmamıştır. Haberin geciktirilerek kaçış için zaman kazandırıldığı iddiaları komiktir. Bu canla başla görev yapan emniyet mensuplarımıza da bir hakarettir. Polisimiz, bir ajansın geçtiği habere göre hızlı ya da yavaş davranmaz. Görevinin gereğini yapar DHA olarak kazayı 2 Mart günü öğleden sonra duyduk takip etmeye detayları öğrenmeye çalıştık.1 Mart saat 23.00 sıralarında olan kazayla ilgili İstanbultrafik34 adli instagram hesabına 2 Mart saat 15.05 sıralarında aile yakınları tarafından paylaşım yapılması için fotoğraf ve bilgi atılmış. Bu sosyal medya sayfası yöneticisiyle telifli çalıştığımız için ihbarı İstanbul istihbarat servisimize iletti. İstihbarat müdürü o sırada boşta olan muhabir Rojda Altıntaş ‘a ihbarı ileterek aile ile görüşmesini istedi. Rojda Altıntaş aile görüştükten sonra ikindi namazında Sarıyer’de cenaze töreni olduğunu öğrendi . Buraya giderek cenazeyi takip etti . Aile verdiği röportajda çarpanın kim olduğunu söylemiş ancak polisten teyit gerektiği söylendi. Polis önce çarpanın belli olmadığı yönünde bilgi vermiş . Ortadaki soru işareti üzerine ailenin suçladığı kişiye ulaşmak istedik. DHA’dan başka haberi takip eden olmadığı için hem suçlanan tarafa ulaşmak hem de haberi eksiksiz toplayıp sabah gündemle vermek istedik . Muhabir Rojda Altıntaş, haberi evden yazıp atacaktı. Bu arada çarpan kişinin babasına ulaşmak için telefon ile arıyordu. Saat 22.00 sıralarında ise Revna hanımın şoförünün aradığı bilgisini verdi. Rojda Altıntaş, "şoför arayıp benden haberi yapmamamı istedi" diyerek ekran görüntüsünü müdürüne göndermiş. Müdürü Gökhan Danacı deneyimli bir gazeteci olarak bunu ciddiye almamış. Kendisine haberi yapma talimatı vermiş. Rojda Altıntaş da bu talimat doğrultusunda haberi yaptı. Zaten meslekte deneyimliler bilir, şoför gazeteciye talimat veremez. Bir şoförün talimatıyla iş yapılmaz. Keza bir gazeteci söz konusu haber olduğunda zaten kimseden emir almaz. Haber namustur. Rojda Altıntaş haber yapıldıktan sonra Revna Hanım'la görüştüğünü söylüyor. Ancak DHA Genel Müdürü olarak bana ne Revna Hanım'dan ne de grubumuzdaki başka bir yöneticiden bu haberin yapılmaması noktasında herhangi bir talep kesinlikle gelmedi. Aksine kendisiyle bu haberle ilgili hiç iletişim kurmadık. Rojda Altıntaş'a da haberi yapmaması yönünde herhangi bir söylemimiz olmadı. Rojda Altıntaş hazırladığı haberi, gündeme vermek için sabah geçti. Haberi 3 Mart günü ilk yayınlayan DHA oldu. Tüm medya bizden öğrenip olayı takip etmeye başladı. Rojda Altıntaş'a da haber yaptığı için herhangi bir baskı olmamıştır. Kendisi anlam veremediğim bir şekilde olayın üstünden çok uzun bir zaman geçtikten ve konuyla ilgili tüm gelişmeler Demirören Medya grubunda yer alırken baskı gördüğünü iddia etmiştir. Ben baskı bir yana kendisine işe dönmesi çağrısını yaptım. Hakkında hiçbir işlem yapılmayacağı garantisini verdim. Buna rağmen baskı gördüğü iddiasında direnip işe dönmemesi çok manidar ve düşündürücüdür. Onun açıklamalarının ardından olayın çarpıtılarak Demirören Medya ve yöneticileri aleyhinde bir kampanyaya dönüştürülme çabasını, yapılan yalan haberleri ibret ve hayretle izlemekteyim. Kaderde bunu da yaşamak varmış. Bir meslek büyüğü olarak Rojda Altıntaş'ın bunu neden yaptığını bilmiyorum. Kendisi benimle iletişim kurmuyor. Umarım bir gün anlatır. Ancak buradan mesleğe hayatını vermiş bir abisi olarak beni ne kadar üzdüğünü belirtmek isterim.